...NAKIŞ...
Bir ilmekle başlar gözün feri
Sabır nidalarıyla sıraya dizilir Günde gezinir geceye dirilir Arada eciş arada bücüş salınır Bir bakarsın inci inci çizilir Uzun yola kaçmış güneş Kısa an’a kapılan düş Çarpar gerçek taşlara Unutulur mutluluk Sesler arası gediklerde bolluk Hüzün çıkar umulmadık kapıdan Çiçek beyazı duvar yankısı Durup durup zincire sarılır iğne ucu Adım zorda prangalıdır Her nefeste fark gelir peşe Omuza şal olur el yordamı bakışlarla Yatağa serip süzdüğün Yastık olur çarşaf ya da yorgan Kimi geceler firar eder üşürsün Hayallerinin ayak ucundaki halı olur Umut aydınlıklarınca dokunur Bir bakarsın eritmiş gelmeyen misafir Karalar bağlar düşünürsün Çıplak mermere değer hayal Dalından düşmüş tomurcuk olur üzülürsün Bazen sevinç kaynak yapar sırası gelmeden İlmekler olduğu yerde sayarken Yürek büyüklüğünde sevgi işlersin Karşında aynı ebattaysa kalbindeki değerli Bahçeler oluşur Uçsuz bucaksız kırlar semalarına kurulur Ahh Ahh Değilse Bir ilmek olur sadece hevesli sökülmeye Ya o yorgunluklar Vazgeçmeler Bir köşeye fırlatıp atmalar En çıkmaz sokakta göğe kalkan Çaresiz eller Unutulmaya çalışılsa da yeri hep mevcuttur Gözükmese de yolun sonu Döngüdedir ilmeklerin doğumu Döner durur Binlercesi gibi çizilmiş şekliyle Ahh olur of olur Gülüş şakıyış inleyiş olur Dile göze sese gelir İşlenir işlenir Taa ki iplik iplik soluk bitene kadar Ardında delik deşik bir nakış bırakır Deseni bazen tutturulmuş Bazen şaşırılmış Zinciri kopmuş Düğümlerle onarılmış Ve Ve Gelir halsiz bir bitiriliş "Ohh" denir göğe "bitti işte" İner perde salınır nakışı tutan hayat elleri Son bir ilmekle söner gözün feri ASLI DEMİREL... |