Çocukluğumu sormayın bana
Çocukluğumu sormayın bana,
Avuçlarımda bir tutam kırmızı kar, Ve bir sürü yanık fotoğraftan başka bir şey veremem size.. Donmuş minik ellerimde gözyaşlarım, Her damla gözyaşımda ise gözlerim ağlarken, İs kokan geleceğimin karasından başka bir şey gösteremem size.. Çocukluğumu sormayın bana, Adımı gül koymuşlar ben doğarken, Oysa hayatta hep ağladım adıma inatlarcasına. İsmimden arta kalan bu yaralı cismimden başka bir şey sunamam size.. Çocukluğumu sormayın bana, Anılarım canlanır yüreğimde, Beş yaşındaki bir çocuk ağlamasıyla irkilirsiniz.. Ayakları çıplak buz gibi, Karnı aç,bir dilim ekmeği beklemekten başka çaresi olmayan bir kaderin, tek bekçisi... Yangın renginde bir güneş doğar sabrınıza dayanamazsınız, Bir avuç külden başka bir şey dokunamaz tesellilerinize, Kulaklarınızı yakan birkaç sözcükten başka bir şey diyemem size… Bu yüzden ne olur çocukluğumu sormayın bana… Siz işitmekten kahrolursunuz ben kahrolmaktan duyamam sizi.. Acılarla dolu bir defterdir benim çocukluğum, Sayfaları yanık kokar,ceset kokar,çaresizlik kokar.. Beş yaşındaki bir çocuğun haykırışlarında boğulursunuz, Ve sizde benim gibi belkide gülmeyi unutursunuz.. Yada bedeniniz dışarıda canınız küçük bir odada… Yıllar geçtikçe içten içe bir köz misali yanar kavrulursunuz… Şimdi hala bana çocukluğumu sormak istiyormusunuz… Ama birkaç is kokan yaralı sözcükten başka bir şey söyleyemem size.. İşte sırf bu yüzden ne olur çocukluğumu sormayın bana… Anlatmam anlatamam, Daha başlamadan ilk cümlede yıkılır dünya denen rüya hayallerinize.. İkinci cümlede tükenir umutlarınız.. Üçüncüde ise bu hikayeden size kalan tek şey olur Sonsuz bir acı denizinde kulaçsız kalır nefesleriniz.. İşte bu yüzden çocukluğumu sormayın bana, Alevler içinde yanan tahta bir evden başka bir şey anlatamam size.. Bana çocukluğumu soran ey insanlar, Bende bir şey sorabilirmiyim size.. Siz hiç kar üstünde donarken yüreğinizi çaresiz bir yangında kül ettinizmi.. Her sıçrayan kıvılcımda bin yaş birden ihtiyarladınızmı.. Ve her ateş gördüğünüzde, İçinizdeki çocuğun isyanlarını susturmak için.. Acılarınızla savaştınızmı siz hiç… Yada yaşadığınız bunca acıya inat.. Yüreğiniz kan ağlarken,, Beş yaşında küçük bir çocuğu güldürmek için.. Ölesiye bir savaşın ortasında silahsız günahsız çaresiz, Tek başınıza kalıp vuruldukça daha çok can kazandınızmı hiç… Ben kazandım…ben kazandım…. Kazandım, İçimdeki beş yaşındaki çocuğu kazandım.. İyiki doğdun çocuk… Çocukluğumu sormayın bana ne olur… Köz tutmuş birkaç sıcak bakıştan başka bir cevap bulamam size… Çocukluğumu sormayın bana, Çocukluğum eski bir yangında kül oldu.. Közleri avuçlarımda yanarken, Ben her yangında üşürüm hala… Üşürüm…….. Çocukluğumu anımsadıkça… Çoçukluğumu sormayın bana ne olur, Sormayın.. Artık ısınmak istiyorum… |
Ben her yangında üşürüm hala…
Üşürüm……..
Bir dokunsalar elime,
Avuçlarımda sıktığım yüreğim sanki ısınacak..
Bir sürü yanık fotoğraftan başka bir şey veremem size
İs kokan geleceğimin karasından başka bir şey gösteremem size
Ama, iyiki doğdun çocuk
Bak;
Varlıkta yok olurken,yoklukta var olmayı bekliyoruz..