HEYYY GARSON...HEYYY GARSON... Heyyyy ! Garson. Donat şu masayı hadi çabuk,lâkin.. Önce şu kara örtüyü kaldır üstünden.. Görmüyor musun üstünde ağlayan çocukların, Hâlâ kanlı cesetleri var.. Tabağı da al götür istemem, Kenarına çaresiz insanların kahır izi yapışmış.. Kaşık desen yalancı ağızlara değmiş baksana, Çatal şeytanın tırpanından kesilmiş Bardak desen ondan beter, Daha bir yudum bile içmeden kederle dolmuş. Durrr..bıçağı da al gözümün önünden.. Gördükçe sırtımın yaraları sızlayacak yine.. Vazgeçtim; Bırak hepsi kalsın.. Sen en iyisi koş oradan bana susamı yanık bir simit ile, Demli bir çay kap gelll.. Ama bardak ince belli olsun mutlaka ,sakın ha! unutma usta.. Hele ki dosttan geldiyse buğusu, ne mutlu.. Beni bir ömür boyu doyurmaya yeter inan bir yudumu... Bak şimdi… Kudurdu kalemim yine ,tutamıyorum mürekkebin küfürünü, Çözemedim bir türlü bu fâni dünyanın kördüğümünü, Heyyy garson ,hemen çağır gelsin şu yakışıklı müdürünü, Şekerlere tuz ekmiş yine ,vallâh kafam attı basacağım mühürü… . . . . . . . . . ecedemet… Önemli not;Yemek sektöründe çalışan aşçılara,garsonlara,komilere,bulaşıkçılara ve hatta evlere servis yapan motokuryelere en derin saygı ve selamlarımla… Onların emekleri kolay kolay ödenmez… |
farkında olmadan gönlünü de yakmış.!
aman,gözünün önünde durmayalım...bu kız bu hırsla bizi de yakar.
Allah mazlumlara,kimsesizlere yardım etsin.
bu mübarek gün hürmetine muzaffer olmayı ihsan etsin.
kalbini ferah tut. o masa kasavetli. sinir tavan yapmış.
gel karşı masaya..bak deli deli hareket yapan bir var..işte o benim.
gel buraya,,deliliğe verek biraz..
yoksa azıcık olan aklımız da gidecek..!