KARANLIK KISRAK OLSAKül rengi bir akşamla, şiire yatıyorum, Kızıl güneşle birlik, kaybolup, batıyorum... Karanlığın dilinden, anlıyorum sanırlar, Karanlıkları bile, çalıp da, kıskanırlar. Kaçtım karanlıklardan, bilmediler, bir ömür, Tam kurtuldum sanırken, yaktı gözleri kömür! İmdat çığlıklarımız, bu son yangından kalma, Beni her gün sınarlar, yanlış yanlış adamla... İçime dönüyorum, batınca günle birlik, Bir vehme kapılırım, bu mu diye delilik ? Böylece oh çekerim, kurtulup tuzaklardan, Bir ışık kolordusu, geçerken uzaklardan... İçimde bir aydınlık, belirir, ayan-beyan, Yüreğimdir, bu dem de, fokur fokur kaynayan... Bir dipsiz kuyu gibi çekilirken derine, Düşmek isterim işte, bu demde gözlerine... Yalanı, yanlış yerde ararlar, kimse bilmez, Demezler mi sevdiğim,"Gözler yalan söylemez"... Sormazlar, biliyorsun, ak mı, kara mı diye, İlk önce müjdemizi, gözler getirir diye... Bir asa, verse bana, geçerken kıyısından, Mevlam beni korusun, gözlerinin, yaşından! Hangisinden, kurtulsak, hangisi kalsa bize, Gözden düşmek mi zordur, yoksa düşmek mi göze? Dipsiz bir göl olsa da, düşmek isterim göl’e Nasıl olsa çıkarız, bir gün, sen’le el ele... İstersen kaçır beni, ister yatır şiire, Yolumuz çıkar bir gün, ışıklı bir şehire... Bir şafak sökümünde, sallarken sana mendil, Karanlık kısrak olsa, süvarisi benim, bil ... Hayrettin YAZICI |
yine çok güzel bir şiir paylaştınız bizlerle
sevgi ve saygılarımla