Leyla
Ne güneşle kıyaslanırdı ne ayla leyla.
Kays’ın gönlünde büyüyen emsalsiz süveyda. Geceye rengini veren siyahın ahıdır. Aşk vadisinde yıllardır dinmeyen vaveyla. Leyla, leylin semasında doğan siyah yıldız. Leyla, leyle anlam katan fettan bakışlı kız. Kays’ı mecnuna çeviren sızım sızım yara. Aşk sayfasında gönül çelen efsunlu yaldız. Bir ince sızıdır, aşkın efsane kızıdır. Sünbülün has kokusu lâlenin cilasıdır. Siyahın ahında özlemin son niyazıdır. Sünbül kokulu sülüs, lâlede renk nazıdır. Vav’ın alnında ışık, he’nin gözünde nemdir. O, etten kemiktendir, sanmayın ki sanemdir. Gönülde büyüyen çığ, imbikten süzülendir. Leylin bağrında nokta,hiç bitmeyen matemdir. Aşk çağında damgadır, adı tespih dillerde. Efsane anlatılan aşk kokan mahfillerde. Leyla, leylin gönlünde kara gözlü süveyda. Işık ve ahenk odur emsalsiz kandillerde. Mübarek saatlerde mahyalarda gülümser. Leyl koynunda uyuyan fettan bakışlı dilber. Onun gül hatrı için alev alır kandiller. O yüreklerde ateş, tutuşmakta her seher. Gam dağına kar yağar, Leyla gönle zor sığar. Divit adınıı yazar, kâğıt sözü yasaklar. Mecnun, çöllerde leyla leyla diye sayıklar! Ne yürekte yağ kalır ne de kandiller yanar. Ankara,01.10.2009 İ.K |
Ne yürekte yağ kalır ne de kandiller yanar.
Hoş olmuş.