Bir TürlüŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yaklaşık bir yıl önceydi... belki daha fazla. Üniversiteden yakın bir arkadaşımla beraber sohbet ederken, ikimiz de aynı anda bir haber aldık... meğer ikimizin de yaşadığı herşey, büyük, çok ama çok büyük bir oyunmuş... geç anladık ama iyiki "daha geç" olmadan anlamışız... allahın sevgili kullarıymışız.
Sürüklendi işte o rüzgarla ömürler.
Söylendi asla bilinmeyecek sözler Fısıldasanda, Bağırsanda bir türlü duyamayan benliğimize. Meltem beklerken kıyısında akdenizin, Poyraz mahvetti takaları Tam ortasında Mevsimin. Bir türlü tutmadı, Tutmak istemedi göle çaldığımız mayalar. "keşke" dedik... Ama keşke demeseydik. Süratinden başımız döndü yılların, Bir kaybedip bir bulunca geçmişi. Sebep aradık ama hep sonuç bulduk, Bir türlü dolmayan problemli havuzlarda. Hakikatını bilerek yalan söyledik kendimize, Meğer kayganmış zeminler, hep düştüğümüzde anladık. Ve Bir türlü gelmedi o gün, Meğer hep yarınmış bugünler. Dün olunca fark ettik. Yenileri gelirken günlerin, Güneş doğduğunda anladık, Bir türlü uyumadığını saatin. "Biz" dedik, "Hepimiz" dedik, Bir türlü "ben" diyemedik. Ve kaybettiğimizi, "Başkası" olduğumuzda anladık Ozan Veysel KAYA 13,09,2008 03:44 -Ankara- |
ve kaç kez tekrarlamadık asırlık nakaratını William Shakespeare'in hangimiz;
"To be or not to be! "diye...?
Hayatın büyümek için insana zorunlu kıldıklarından olsa gerek bu hayalkırıklıkları...
Güzeldi genç şair / sevgiyle...
Gülten Kahraman tarafından 9/30/2009 4:06:51 AM zamanında düzenlenmiştir.