Huzursuz Topraklarhançeresinde düğümlenmiş ince sızısı var koynunda ahların kalbe mühürlü mezar taşları kuru dallar gibi ölüler hissiz toprak kına taze gelinlere yiğitlere ana kucağı huzurlu ölüm adın kara çalsın yüzlere bilmez misin?dönüş yine sana daha fidanlar sulanacak dalında serpilecek üzüm gözlü civanlar keklik sekişli süt kuzuları nârin diller bağlanacak isyan yok serde ölüm diyorum! huzur çal arta kalan âhir ömrüme merhemlerin sür sızıma ilaç yorgun ayaklarıma dem vur şâh değilim şâhbaz değilim dağlarda inci boncuklarda yok fâkir hânemde huzur Nirvâna’da artık yeşil yapraklar kefen ölüme Maveraûn da yıkanacak gözyaşları çerağlar hep aynı ışıktan dönüşler aynı dilden pervâne huzur aynı topraklara gebe 23.09.2009 insan nerede yürürse hakka orada huzur buluyor yeter ki rahatsız edilmesin toprağında okunan her dûa ulaşıyor mekânına maksat içten olsun yürekten |