YAR ELİNDEN ATILAN TAŞ GİBİ...bir deniz duruldu içimde katreler dalgalar durdu ne lodos ne poyraz kâr etmiyor artık bir kağıt sandal bile olsa sürükleyemem açıklara vazgeçtim özlediğim kıyılardan bu nasıl vazgeçiştir bilmiyorum ... karalanmıp atılmış yırtık bir defter yaprağı gibi sırt üstü uzanıyorum sulara kıprtısız kan çanağı gözlerimle gri bulutlara bakıyorum ölü suların aksine onlar sürekli koşuyorlar bir çift kanat sesi duyuyorum yalnızca sürekli dönüyor başımda alçalıyor yükseliyor aç bir martı mı alıcı bir kuş mu seçemiyorum sadece pençelerini hissediyorum tuz yanığı tenimde duyguları dağlanıp hasret tütünü basılmış bir yürekle umarsız kıpırtısız kendimi unutmaların o dayanılmaz hiçliğine bırakıyorum ... nasıl da tuzlu bu sular nasıl yakıyor bu kadar acırken nasıl unuturum bilmiyorum köpürüp şahlanıp kıyılara vuramıyorum yosun saçlarım mercan dudaklarım cansız istiridyelerim azad’etti incilerini göç etti balıklarım başka denizlere sereni kırık kalender teknelerim nerede onları nasıl özlüyorum ... bir deniz duruldu içimde katreler dalgalar durdu kurudu nihayet kurutuldu bitmek tükenmek dedikleri böyle bir şeymiş anlıyorum yar elinden atılan taş gibi yuvarlandım kayalardan dibe vurmayı bekliyorum ceyda görk 10 ağustos 2006 sa:07.10 |
son bir damla yetecek...
öf, istemiyorum böyle bedbin şiirler kaleminden
sana hayat yakışır, gülmeler yakışır
yaşamın en hoş tadlarını anlatmalar yakışır
ama şiir işte, her duygu işleniyor
hayat dolu olduğunu biliyorum iyi ki..... yoksa şiire aldanıp çok üzüleceğim..:))))
her zamanki gibi, ruhum dinleniyor o usul usul akan sesinde.. teması dibe vurmak olsa da........