Sonsuzluk Üçgeni
Tam da aşkını anlatacak cesareti bulmuşken,
Mürekkebi tükendi kelimelerimin. İtirafına varamadığım dizelerimin, esiri oldum birden bire. Ay ışığıyla dağ lalesinin aşkını bilir misin mesela? Evvelden başlayıp , sonsuza uzanır. Dokunur parmak uçlarıyla sevdiğinin bağrına. Kırmızı düşlerini alır , Salar elâsına gövdesinin.. Yakamozu kıskandırır kızıllığında lalenin güzelliği.. Dalganın kıyıya aşkı kadar da çıplaktır ,bekleyişleri.. Hani coştukça deniz. Dalgalar aşkına kavuşmak için atılır ya ’ Bilir kavuşamayacağını.. Adımları hep kıyıyadır.. Ama hep de döner gerisin geri. Lale de öyle bekler ay ışığının gelmesini.. Ben de seni...... Ve bir gün bana gelmeni... Seviştikçe içimde rüzgarla çöl ateşi, Dökülür gözlerimden aşkının mucizesi. Anlatmak o kadar zor ki seni.! Sabahın ilk ışıklarına açtım gözlerimi bugün. İlkbahar’ın çiçeklerini taç yaptım bakışlarına. Kıskandım beyaz gelinlikli ağaçları Ve tohuma olan sevdasını başakların. ..sonsuzluk üçgeni çiziyordu yine kenarlarını.... Köşesinde/ Gökyüzünün tabiata olan bağlılığı , Geniş açısında/ kul’un ilah’a taptığı . İkiz kenarında/ Sevenin sevgiliye sevdası vardı... Aşkların en güzeli de Seni sevmekti doğrusu. Sonsuzluk bile son bulur... Ama/ Sonum olmaz bana senden başkası.... Sibel Çelik |
İlkbahar’ın çiçeklerini taç yaptım bakışlarına.
Kıskandım beyaz gelinlikli ağaçları
Ve tohuma olan sevdasını başakların.
..sonsuzluk üçgeni çiziyordu yine kenarlarını....
Yüreğinize sağlık..Esenkalın..