Ruh İkizim.
Bulunduğumuz yer denizden bir kaç yüz metre ilerdeydi..
Ay iskelesinin önünde duran çıplak kayalıklar, Ve ağaçların arasındaki seyrek binalar iğne topuzu kadar ufaktı.. Sıra dağlar arasından gülümseyen güneşin kızı yine çok sıcaktı... Güneşin pırıltıları altında denizin serinliği.... Binbir renkte kır çiçekleriyle seriliydi yollarımız, Halısına bulaşmış cennetin yeşil sevdası.. Küçücüktü ormanın belinde ahşap evimiz. üç odalı hani derme çatma.... Yaşlanmış tahtalar arasından / sızan yağmur kadar sıcaktı hayallerimiz.. Çömelen baharı tazeleyen mor leylaklarımız vardı.. Sallanan merdivenlerden çıkarken ben korkardım hani.! ’Sen düşersen ben ölürüm’ derdin... Konuşurdun iskeletiyle basamakların. Bayılırdım doğanın içindeki sana Tüm doğallığına. Ve bana bakan aynana.. Sabahları horoz sesleriyle uyanırdık hani.. Yağmurla gelen güneşi çekerdik içimize. Birden açılıverirdi hava, Çakışırdı gözlerimiz.... Hadi kahvaltıya......! Ben çayı koyardım Sen bahçeye koşardın.. Nasılda gülmüştük ’bostana dalan var’ diye bağırdığında... Bir demet maydanoz kokusunda gelirdi ayak seslerin.. Ayağı kırık ahşap masada/ demlenirdi sabah sohbetlerimiz... Tam tepemizde kocaman yemyeşil bir çam vardı hani. Kozalaklarından aşk tarlası yapmıştın doğum günümde. ’seni seviyorum’ yazmıştın iki kişilik dünyamızın kocaman seyircisiydik biz. Hoşgeldin yeni yaş(ayış)ım. Bende seni seviyorum ruh ikizim. |
Yaşlanmış tahtalar arasından /
sızan yağmur kadar sıcaktı hayallerimiz..
Bu kadar mı güzel hissettirilir..
Bu kadar mı içten akıcı anlatılır
Evet bence bu kadar ..
Fevkalade gözde canlandırılan satırlar düşmüş yüreğinden..
Nicelerine..