Denizci ve Asil Mavisi
ebem kuşağının altından geçen denizcinin
yorgundu bedeni... sabanın dinginliğinde gözlerini yumup, yanlızca huzuru diledi.. dokuz zilli köçek gibi oynaşan dalgalarla kadınıymış gibi sevişti yıllarca.. ve çok kereler, gecenin zencisiyle restleşti! soluklandığı sevgi adalarında teselli aradığı dudaklar yüreğindekopan fırtınalarda sığındığı limanlar, mutlu kılmıyordu artık onu.. asil mavisinin yokluğunu yaşıyordu bir uçtan bir uca... arzuladıkça bedeni o’nu, hızını alamayan çağlayana dönüşüyordu adeta.. tüm denizlerin en hırçın dalgasıydı şimdi.. mavi gözlü ülkesinin, kentlerini keşfetmek okyanusun yosununu taşıyan geceler yerine kekik kokulu sabahlara uyanmak istiyordu onunla.. seyir defterinin arasında kuruttuğu yakomozları hediye etti,asil mavisinin gözlerine.. onlar ki ışığı olmalıydı geleceğine.. bir zamanlar savaştığı, şaha kalkan rüzgarları saldı saçlarına... buğday tarlalarının başakları gibi baktı, tutkuyla salınışlarına.... sonraaa.... bohçası çözülmemiş hüzünlerini attı batıklara, ve, demir aldı, mutluluğu resmettiği asil mavisinin yanına... |
çok güzeldi,
saygılarımla