24 YILLIK SEVGLİYE MEKTUPLAR-2
Büyük çekmeceye gittim bu gün
Aklıma bacaklarımın yandığı gün geldi; Sizi kollayayım derken ıstakoz gibi yakmıştım bacakları Günlerce geçmemişti acılarım. Dönüşte Arnavutköy kaldırımların dan EMOŞ’ umun resimlerini topladım Yırtmışlar duvarlardan atmışlar yerlere Ne çok kızdım yırtanlara Muhtar aza adayı olmuşsun ya. Resminle dolu tüm duvarlar Çekemeyenler yırtıyorlar. Sigarayı bıraktım yeniden Sen yanım da olmayınca bırakmak zor oluyor. Bu yazının adını ‘yirmi dört yıllık sevgiliye mektuplar’ Olarak değiştireceğim. Daha on altı yaşındaydın; yaşamla türlü hayalleri olan, Okumaya çalışan, O tek gözlü oda da Baba baskısı bir yandan, Anne kendi dünyasın da Kardeşler peri perişan. Bir de ben nereden çıktıysam! Yaşam ta o zaman dan acımasız Yaşam ta o zaman dan dertlerle dolu. Baba kimseleri dinlemez, Elin de ne varsa başkaları için uğraşır, Anne kendi aşkına düşmüş. Ve sen tüm bunların için de İlk akıl verene kanan. Benim aklım dan geçmedi hiç seni kandırmak. Seni bir başına ortalar da bırakmak, Sevdalanmıştım ben sana ta o zaman. Nasıl bırakırdım bir başına? Aslında yaşam da bir ben varım tek başına bırakılan. Sonra yoksulluk dolu yıllar Sonra hep acılar hep acılar. Hep uzaktan izledim başarılarını, Hep kıskandım azmini, Hep gururlandım yaptıklarından Tüm olumsuzluklara rağmen, Akşam lisesini bitirdin tek başına! Hiç yardımım olmadı mı sanıyorsun? Davutpaşa da sınava girdiğin de Dışarıda saatleri nasıl geçirdiğimi tahmin ediyor musun? İşte buydu benim EMOŞ’ um hiç bir şey den yılmayan. Az mı vazgeçtim işlerim den Az mı koştum yollarına Az mı mutlu oldum gülüşlerine? Az mı sevdim seni hiç sevilmeden. Ve şimdi sen tüm bunları yok sayıyorsun, Yokluğumu çaresizliğimi yüzüme vuruyorsun, Hiç mi hakkım yok bu günlerde olmana Hiç mi katkım olmadı dimdik ayakta durman da Ne vardıysa elimden geleni yaptım Sanırım aşkına ben fazla taptım. Ben olmasam bu hallerde olmazdın, Karar verecek gücü kendin de hiç bulamazdın, Ne kötü ki bu sevgide ben yandım Biraz olsun seviyorsun dur sandım Demek yıllar boyu boşa aldandım. Şimdi bu anıları hepten yok sayıyorsun, Arkanı bilmediğim yalanlara dayıyorsun, Yapmadığım şeyler için beni azarlıyorsun, Seni hep sevdim bunu sen iyi biliyorsun. Birlikte yaşadık tüm acıları, Birlikte sıyrıldık sonuçların dan. Şimdi biraz rahatlayınca Bana yaşamımdan çık git diyorsun. Olmak istemeseydim ben yaşamında Bunu inan yıllar önce inan yapardım Yer yoktu ki gönlüm de başka kimseye, Olsa idi belki başkasına tapardım. Seni bırakamam kararım kesin Derdim değil eller ne derse desin Derdi yok mu başka bilmem herkesin Aşkımıza kötü gözle bakmaktan başka? Bu aşkımın sensiz mümkünü yok bilesin, Bırak herkes bildiği neler varsa söylesin, Biz yeter ki mutlu olalım herkes izlesin, Sensiz çare bulamam başka bir aşk ta. EMOŞ’ um her şeyim aşkım sevgilim, Bırak bari kalan ömrümüzde gülelim, Kimselerin olmadığı bir yerlere gidelim, Kimseler duymasın bizlerden başka. Bu kadar yazının anlattım sana her yerin de Aşkımı saklamadım işte her şey orta yerinde, Bir baksan göreceksin Aşkım hala kalbimde en derin de Sende de aşk duruyor ta ilk gün ki o yerinde. Bu acılar geçecek bir gün çok güleceğiz, Nasıl mazi olmuşlar inan bilmeyeceğiz, Hiç bir kötü anımıza dönmeyeceğiz, El ele mutluluklara birlikte yürüyeceğiz. Yeniden başlayacak o eski günler Kötü günlerimize hep güleceğiz. Seninle bir yastığa baş koyup, Birlikte ölümü bekleyeceğiz. Bu yazılar nesillere kalacak Okuyunca belki ağlayacaklar Bu zaman da böyle aşk var mıymış diye, Şaşkın bakışlarla çağlayacaklar. Kimse razı olmadı mutlu olmama İlk günden kırk türlü laf ettiler Biz birlikte mutluluğa koşunca En iyi gelinimiz sensin dediler. Ne zaman ayrıldık eşekliğim den, Biz sana bunları söylemiştik dediler. Ama benim aşkım duruyordu derinden Hala akıllanmadı bu delirdi dediler. Artık kimseleri takmam hiçte takamam Arkama dönüp de hatalara bakamam Mutluluğu geç buldum ne yapsan bırakamam, Bekliyorum gel hadi mutlu günler yakın da, Biraz olsun sen de var bu aşkın farkına. İçkisiz günümüz az oldu senle, Biraz da içkisiz günlerime bak. Habersiz içerken görürsen beni, İster cehennem de ister ateşler de yak. EMOŞ’ um her şeyim aşkım sevgilim, Sana mutlu günler öneriyorum. Bir kez olsun tamam de gel kollarıma, Senin yokluğun dan geberiyorum. Bu kadar aşkımı bilmezdim sana Yokluk akıl veriyor inan insana, Şu elini bir kez daha uzatsan bana, Hatam varsa hepsini yok edeceğim, Ömrüme aşkınla son vereceğim. Günler oldu yazmaktan ben yoruldum, Hasretinle hatalarımdan duruldum, Seni tam kaybederken yeniden buldum, Gel EMOŞ’ um bana son bir kere evet de, Evet dersen yeter bana yer olmasın cennette. Çarşamba saat yirmi iki on sekiz. Şimdi bir arasan gönlüm hoş olsa Mutluluklar bir an da içime dolsa Derdim değil sen olmazken çiçekler solsa, Bir barışsak acılarım son bulsa. Kullandın beni hep tüm yaşamın da, Bunun için sana hiç bir sitem etmedim. Kovdun onlarca kere evinden de beni, Bir başına koyup seni gitmedim. İşlerim bozuktu hep geçer sandım, Sen dururken başkalarına kandım, Her yüzüme güleni dostumdur sandım, Değerini çok geç oldu şimdi anladım. İş işten geçti mi artık diyorsun? Seni hala sevdiğimi sen biliyorsun, Uzaklara gidiyor aramıyorsun, Artık hayatında istemiyorsun. Sen yok isen ben inan olmayacağım, Yaşamayı çok sevdim doymayacağım, Başka bir mutluluk bulmayacağım, Ben yokum diyorsan bitirdin beni. Bir şans istiyorum çok görecek misin? Bunca yıllık aşkımızı hemen silecek misin? Ağlamaklarıma yeniden gülecek misin? Acıdı hep kalbim sensiz bilecek misin? Gel EMOŞ’ um son bir şans tanı bana, Gösterelim aşkımızı dosta düşmana. Saat yirmi iki kırk iki Çarşamba. Nikahımız vardı ta Üsküdar’da Kimseler gelmedi şahitlik için. Ta o zaman dan belli garipliğimiz Neredeydi şimdiki tüm dostlarımız? Hep acılar ikimize yüklendi Baş başa mutlu bir gün göremedik. Ne zaman aşkımız yeşerecekken, Akıl verenlerle baş edemedik. Ayırdılar bizi şimdi mutlu olsunlar, Ayıranlar Allah’ından belasını bulsunlar, Hepsi birer birer cehenneme dolsunlar, Bir de kına yakıp orasına mutlu olsunlar, Hayat tüm acılarını hep bize verdi, İkimizi her zaman yok yere gerdi, Bu durak belki de bizim için son yerdi, Gel EMOŞ’ um seninle, bu trene binelim Yaşam bizi nereye sürecekse gidelim.. Gittiğimiz yerleri kimselere söylemeyelim... Şimdi tek başıma yatağındayım, Berkte yok yanım da sıkıldı benden. Tek başına yatmaya kaç gün katlanacağım? İnsan deli olmalı bıkmaya senden. İlk günler bu yatakta mutlu aşklar yaşadık, Şekerim yüzünden dalga geçtin hep benlen. Aslın da hiç bir şeye seninle hiç doymadık, Söylesene sevgilim bıktın mı benden? Sevgimi yeniden sunayım sana, Bunu çok görmesen ne olur bana. Geçen günler hep ders veriyor insana, Gel şu seven kollara kendini bıraksana. İste sen yeniden yoldaş olayım sana, Daha fazla çektirme seni seven insana, Gel yeniden eski günlerdeki aşkım olsana, Gök kuşağından kolyeler yapayım sana. Seni sevdim bunu hep biliyorsun, Bir inat uğruna aşkımızı geriyorsun, Kalbim sensiz bir hiç bunu da görüyorsun, Gel bir kere aşkım de sana tapan insana. Mecnunu keremi unuttur bana, Sarılayım aşkıma son bir kez daha Hayatımda yer yok başka insana, Gel birlikte gidelim kalan şu az yıllara. Aşkını eskisin den çok seveceksin, Kavga dolu günlere hep güleceksin, Sevgi doruklarını yine bende göreceksin, Gel sevgilim EMOŞ’ um birlikte son yıllara.. Çarşamba saat sıfır otuz altı........ Bir den ürperdim yatakta , Yağmur yağıyor bardaktan boşalırcasına, Yağmurun sesini duyuyor musun EMOŞ? Sanki delindi gök yüzü. Kışın bile olmadı böyle yağmur Bu kadar çok mu ağladım yoksa! Öyle bir uğultu var ki, Uyumak ne mümkün. Zaten uykusuz hep geceler! İçim ürperiyor, Yağmur kararlı eşlik edecek bana. Yalnız değilim desene. Aslında severim yağmuru Ama Yanımda sen olman koşuluyla. Yakın da diner mi dersin? Bir birsem bir saniye bile olsa beni düşündüğünü! Ama nerede Hem başka işin yok mudur bu saatte Uyumak gibi mesela, Umursadığını sanmıyorum artık beni! Acılar benimle olacak acılar hep içim de kalacak, Bu gidişle sesimi de sanırım bir duyan olmayacak. Oysa ne suç işledim ki hayatta seni sevmekten başka? Bir sen misin sanıyorsun acıları durmadan körükleyen? Bir sen mi bu kadar çektiğim dertlere gülüp geçen? Tanrı bile işini bırakmış artık benle dalga geçmekte. Yoksa bu kadar yakarışa tanrı gülüp geçer mi sanıyorsun? Artık kelimeler uzaklaşıyor benliğimden , İstediğim gibi artık yazamıyorum. Ne olur ki yazdıklarımı okumuyor sen. Çıkıp sokaklar da haykırmak istiyorum, Hannover ’e haykırsam gelir mi sesim? Duyar mısın oralardan kulakların çınlar mı acaba? Saat sıfır bir kırk üç yani Perşembe oldu günlerden, On yedinci günü gidişinin, İki kez duyabildim sesini yalnızca, O da nasılsın bile demedin, Yine bana hakaret ettin. Oysa ben nasılsın? diye başlamanı beklerken telefona, Bir nasılsın? Cık aşkımız kalmadıysa Yazmaya ne gerek artık? İşte böyle tek taraflı sevgilim aşkım EMOŞ’ um Sensiz günlerimi anlattım sana, Bir kez daha osun, birazcık anlasana... Burada yazdıklarım; Biraz şiir, Biraz roman, Biraz mani, Anlayacağın, Aşkımız yani.. Anlaman da zor hani. Aşk çıplak ayakla ateşte yürümeye benzer, Ayaklarının yandığını, Aşkını yitirdiğin de anlarsın. Mehmet TAHMAZ. Saat sıfır üç elliiki. Bir resmimiz duruyor karşım da, Köyceyiz de çekilmiş bir resim, Sen rakı içiyorsun, Ben sana meze yediriyorum, Hatırlamazsın bile sen o günleri, Çünkü çok önceleriydi, Benim paramı harcıyorduk o zaman, Henüz bu kadar yalaka sahibi değildin sen. Ne kadar da mutlu bakmışsın objektiflere! Bir an olsun gidebilsen o en mutlu günlere.. Yağmur dindi birazdan sabah olacak, Sensiz yeni bir gün daha başlayacak, Yine bekleyeceğim ama telefonum çalmayacak. |