24 YILLIK SEVGLİYE MEKTUPLAR-1
YİRMİ DÖRT YILLIK SEVGİLİYE MEKTUPLAR
Bu gün Pazar altıncı günü gidişinin, İnsan bir nasılsın diye arar Bir mesaj yollar, O kadar mı kızdırdım seni Oysa ben o kadar özledim ki Anlatmam olanaksız. Bu ne lanet bir sevgi birde tek taraflı kaldı üstelik Nasıl sıyıracağım kendimi bundan? Ne bir çare ne bir çıkış yolu. Olanları Kabul edemiyorum, Ve sonu ne olacak onu da bilmiyorum. Her yanım da sen varsın, Yatak sen kokuyor tabaklar sen, Televizyon da bile bir tek sen varsın. Nasıl unutacağım seni bilemiyorum. Keşke hiç gelmeseydim bu eve Hastalanmıştım da nasıl olsa Bir köşede ölür giderdim. Seni evde görememek Sesini duyamamak Hele ne yapıyorsun bilememek öldürüyor beni. Oysa az mı katlandık bir birimize Az mı küstük, az mı barıştık? Hep içimde benim EMOŞ’ um olarak kaldın Nasıl atarım çok derin desin. Sanırım böyle sürdürmem olanaksız Yokluğum gerek acılarımdan kurtulmama. Oysa hayatı paylaşmak seninle O kadar zevk veriyordu ki bana O zevkler anlamsız artık. Omzumda başını görememek Ellerini tutamamak Gözlerine bakamamak kalbimi acıtıyor. Böylemi olacaktı! Kabullenemiyorum hiç bir şeyi. Üşüdüğünde içime sokulur dun Ben seni ısıtmak için elimden geleni yapardım, Ama sen ısındığında arkanı dönerdin bana Ben yine yılışıklık yapar sarılırdım sana yeniden Ne güzel günlerdi! Nasıl olsa kimsesiz kaldım bu kocaman dünyada. Hep Tirebolu ya gitmeyi planlar bir aksilik çıkar vazgeçerdik. Arkeoloji müzesinde yakalamıştı bekçi bizi Seni öperken Nasılda kızarmıştık ikimiz. Bayrampaşa dan Üsküdar’a giderdik Koruluk ta bir öpücük uğruna. Çok güzel günlerdi çok Şimdi bunları unutmamı nasıl beklersin benden taş değilim ki! Seni sevmekten başka hiç bir kötülük yapmadım sana Gözümden bile sakındım. Yapabileceklerim bu kadarmış anlasana. Aç kaldım işsiz kaldım kimsesiz kaldım Ama hiç ihanet etmedim sana. Demek yaşamın ön kuralı önce kendini sevmekmiş İşte ben bir tek bunu beceremedim! Kendimden çok seni sevdim. Yitiriş nedenim de seni daha çok sevmem Ama olsun ben pişman olmadım hiç. Hayat acımasız ve hiç sevecen değil. Bu acılara bu yoksulluklara Yaşlanınca başımızı alıp bir yerler de Kafamızı dinleriz diye katlanmadıksa? Geri kalan her şey boşmuş demek! Yapılacak ne ola ki o zaman yaşama küsmekten başka? Ne olur bana kızma Senin olmadığın bir yaşam bana uymuyor. Nereye baksam seni görüyorum, O kadar yer gezmişiz ki seninle hep anılarım canlanıyor. Aslında yaşamda her şey için geç değil derlerdi ama Sanırım sen bu şansı bana vermeyeceksin! Yine de canın sağ olsun. Seninle dolu yirmi dört yıl yaşadım. Benim için çok özel günlerdi. Hiç pişman olmadım seni tanıdığıma Sende istediğin halim neyse öyle kalmak isterim. Herkesin yaşam da yapmak istemediği anıları mutlaka vardır. Ama benim seninle ilgili pişman olabileceğim hiç bir anım yok EMOŞ’ um. Bu gün Cuma On birinci günü gidişinin Yine ne bir telefon ne bir selam! Oysa bedenimin yarıdan fazlası olmuşsun farkında olmadan Aldığım nefesin içtiğim sigaranın Baktığım hiç bir şeyin zevkine varamıyorum seni düşünmekten Ne kahrolası bir duygu bu. Şuan bana dünyanın en güzel kadınını sunsalar Bütün servetini önüme koysalar Sensiz bir anlamı olacağını sanmıyorum. Oysa kavgalarımızın bile bir güzelliği varmış. Türkiye’nin çoğunu seninle dolaşmışım Aklıma neresi gelse seninle bir anıyla dolu mutlaka Bu kadar kolay mı silivermek bunları sanıyorsun? Kimlere kafa tuttum senin için Nelere karşı koydum; Az mı düştüm yollarına bana kızıp gittiğin yerlere Her yerde buldum seni Her yerde gönlünü aldım yılmadım. Ne zaman zorlara düştüm sormadın bile bana neden içtiğimi. Kesintisiz sevdim seni, yılmadım yorulmadım. O kadar kolay mı silmek her şeyi? Kolay mı birinin koynun da yatmak çekincesiz Kolay mı paylaşmak yaşamın kalanını Bu kadar birlikte yaşamışken? Düşer mi başkası yollarına her zaman? Katlanır mı acımasız hakaretlerine? Yaşam bu kadar kolay mı sanıyorsun? Başkası duyar mı acılarını, Başkası gözyaşı döker mi yokluğuna? Acır mı kalbi başkasının acılarına? Peşinde koşar mı biri çıkar beklemeden sadece aşkı için? Bilmiyorum bu gün kaçıncı gönü yokluğunun diye Başlayacak mıyım başka bir yazıya! Yoksa ansızın karşımda mı bulacağım seni! O zaman hayat yeniden başlar benim için, Hızlanır kalp atışlarım Kalbim yerinden çıkar. İşte derim işte benim EMOŞ’ um. Hiç bekledin mi çok sevdiğin bir şeyi? Ne zaman geleceğini bilmeden? Hiç gözyaşların aktı mı durup dururken? Hiç oldu mu neden deyip nedenini bulamadığın? Ve hiç sevdin mi bir karşılık beklemeden? Uzunca bakıp bir şey göremediğin zamanlarını anımsıyor musun? Eve geldiğinde sırılsıklam olduğunun sonradan farkına vardın mı hiç? Demek ki aşk delilikle aynı şeymiş o zaman. Hiç yollarını kestirdi mi aşk, Zorda kalmaman için Malkara yolların da? Ayağına yolladı mı devletin polislerini? İşte aşk bu aşk parayla değil gönülle aşk. Hiç aşk yollarına düştü mü aklının karıştırıldığında? Hiç kapını çaldı mı aşk dön aşkım seni seviyorum diye? Ve sen aşkım beş parasız olsan Çıkar mı karşına bir aşk acaba Elbette soğan ekmek devirleri çoktan geçti Elbette derenin suları oldukça değişti; Elbette aynı suda yıkanılmaz ikinci kere, Ama aşkım bu aşk değer yeni den denemeye. Elbette hatalar insanlar için, Elbette karışacak kafamız, Elbette akıl verenlerimiz çok olacak, Ve aşkım Elbette biz başkalarının akıllarıyla gelmedik bugünlere. Seninle anılarımı geri istiyorum, Seninle gezip tozmak istiyorum, Seninle el ele olmak istiyorum, Ve Seninle yeniden mutlu olmak istiyorum. Ve sen den bütün bunlar için son bir şans diliyorum. O zaman tanıyacaksın gerçek dostunu, O zaman Kim vardı belli olacak İyi günde kötü günde yanın da. Gel EMOŞ ’um Sana istemeden yaşattığım acılar varsa affet beni, Affetmek erdemliktir bilirsin Ben yaşamımın en güzel günlerini seninle yaşadım, Senin olmadığın bir yaşam beni hiç ilgilendirmiyor inan bana. Hakkımızda söylenenlerin inadına Eski ve yeni günlerin hatırına Gel uzat ellerini bana, Bir gün olursa kırıldığın bundan böyle Benden yana Yaşamım bitecektir yemin ediyorum sana. Elim de olsaydı Mutluluğu getirmek geriye İlki hatalarım dan arınırdım. En çok sevdiğim yine sen olurdun. Sonsuza dek birlikte En güzel geleceğe. Nasıl başlarım yeniden? İlk günlere dönmeyi? Sonbahar hüzün verir En son yapraklar dökülünce. Var mıdır dalında kalan sonbahara inat? İnsan hüzünlenir o anda Yokluğun gelir aklıma! Oysa ne çok mutlu günlerimiz oldu seninle Rüyalarda kalmamalılar şimdi Umarım yakındır eski mutlu günlerimiz Mutluluğa yeniden birlikte koşacak Hangi aşk çıplak bir kadın yanın da tepkisiz durur? Hangi aşk alışkanlıklarından savrulur Hangi aşk her şeye karşı sus pus olur? İşte bu aşklar benim EMOŞ’ uma olan aşklarım. Sana yirmi dört yıllık birlikteliğimizde istemediğin zaman bir kere bile elimi sürmedim. Seni severken bile sana zarar vermemek için saçının teline bile özenle dokundum. Şimdi söyle Bana canım EMOŞ’ um bu mu ihanet? Hiç bir yaş gününü unutmadım Seni hiç çiçeksiz bırakmadım param olmadıysa parktan kopardım, Aşk başka nasıl olur sence aşk? Bana yaptığın hiç bir şeye aldırmadım, Başka hiç bir yerde mutluluk aramadım, Aşk bu değilse sence nedir aşk? Sana bir gün derdimden bahsetmedim, Üç kuruşluk borç için hapislere de girdim, Acılarımı dertlerimi hep içimde gizledim, Aşk bu değilse sence nedir aşk? Tüm arkadaşlarım içkiye düşkündü, Çoğu zaten bu yüzden öldü! En sonunda umutlarım da söndü Sence aşk başka nasıl olur aşk? Şimdi benden millerce uzaktasın, Belli ki şen şakrak yaşamaktasın Elbette ki yaşamakta epey haklısın, Bir telefonun yıllar içinde mi hatırı yok? Görüyorum çevrende akıl veren epey çok Ne yazık ki insanlığın artık hükmü yok, Parası olanın yalakası hayli çok, Bir selamlık bile de mi hakkım yok? Oğlumuza’ beni o adamla’ muhatap etme demişsin! Ben yoldan geçen bir serseri etmişsin? Tanımadığım bir kişi senin için ‘O kadın ’dese Bilir misin ona neler yapardım? Aşk bu kör olası aşk karşılığına bak, Asarken bile sorarlar insana son arzun diye Ama diler ama dilemez bileceği iştir o asılacak olanın Hep önüme engel diye içkileri mi koydun? Ha onu da bıraktım başka ne kaldı? Buralara başkasıyla gelmedik, Kimselerden haram dermedik Başkasının yuvasını germedik, Bumu benim aşının son meyvesi? Lütfen ellerini biraz koy be başına Geldin artık kırk küsürler yaşına Heves duyma kimselerin kaşına Gülüyorsun kel diyerek benim garip başıma Dururken mi döktüm ben başımdan saçları? Çatıyorsun hep o hilal kaşları Yeter artık dinsin gözüm yaşları Bu yaşımdan sonra koyma bir başıma. Ben de erdim epey birçok yaşıma Biliyorum sen de her şeyi silemezsin İçindeki o gurur bitiriyor seni bilemezsin Onun için çağırırım gelemezsin Gel ne olur başlayalım yeniden...... Saat sabahın sıfır üç elli sekizini gösteriyor şu an; Şu anda yanım da yanı başım da olmanı Dünya da istediğim her şeyden daha çok isterdim. Paradan yeni aşklardan yeni yaşamlardan Sesini duymak ‘Ne haber Memo’ demeni Bunları taşa mı söylemeliyim yoksa? Bunları boşa mı söylemeliyim? Yok ki kimsem senden başka söyleyeceğim. Ya bir de dinlemezsen bunları O zaman ne yapmalıyım geçen yılları? Resimlerimize bakıyorum günlerdir; Her yerinde var memleketin, Ama yok bir tane asık suratlı resmimiz Hep gülücük saçılıyor yanaklarından. Yoksa ben mi öğle görüyorum? Sen de bak bir ara istersen. Çanakkale de; Antalya da şile’de kaş‘ta Bodrum da Muğla da manavgat ta Saklıkent de ölüdeniz de kemer de Trakya da ak deniz de ege de Marmara da İstinye de üsküdar da kadıköy de gülhane de Eminönü’n de galata köprüsün de taksim de barda Çay bahçesin de vapurda gemide sandalda Çiçekler arasında hayvanat bahçesinde Müze de denizde havuzda karda kışta İlkbahar da sonbahar da yazda Bizim resimlerimiz! Çocuklarımız sadece ne eşimiz ne dostumuz Dedim ya zenginin yalakası çok olurmuş Epey bir yalaka sahibi oldun sonunda! Tek başıma gitsem şimdi ben oralara Ege ye ak denize mavi tura çıksam tek başıma! Kimi atarım tekneden aşağıya? Biraz cesareti kırılsın yüzme öğren sin diye? Zor gülüm be zor etim kemiğim olmuşsun Tüm zerrelerime sonuna dek dolmuşsun Yıllar olmuş bir bütünüm olmuşsun Aşk var mı aşk bundan öte aşk sence? Sıfır dört kırk yedi olmuş saat Nasılda geçiyor zaman hızla son yolculuğa! Bence azalıyor yaşam değerini bilmeli. Kaçırmadan bu son trene binmeli. Bir gün sonra, cumartesi yirmi bir mart. Dost göze düşman ayağa bakar derler Ben hiç merek etmedim ayağında ne var diye Ama sen beni hep ayakkabılarımla yargıladın! O zaman kim dost kim düşman acaba? On ikinci günü ayrılığımızın Yine tek bir ses yok senden Ne bir telefon ne bir kısa mesaj. Hiç koydun mu kendini benim yerime? Sen sevseydin beni delice Ve ben selam bile vermeseydim sana Nasıl bir acıdır bilir misin acaba? Artık bir haber beklemiyorum sen den Kağıtlar dan fal da bakmayacağım! Nasıl olsa aramayacaksın Fallarda çıkmayacak nasılsa! Cumartesi saat on yedi on beş. İlk kez A.E.G durağın da göz göze gelmiştik seninle Okula gidiyordun nasıl da alıverdin aklımı başımdan Ta o anda düşlerime girmelere başladın Sonra çektik gittik seninle beş parasız Başkalarını dinlemedik Şimdimi akıl verecek başkaları? Gerçi çok zor yıllarımız oldu Sevmedi kader bizi Aydınlık etmedi yollarımızı Elimizden tutanımız da olmadı üstelik Hep acılar hep acılar!!!!!! Sonra Ulaş’ı mız geldi dünya ya yine açlıklar yine acılar Az mı yalvardım Tanrıya sanıyorsun! Az mı hayıflandım kaderime Ve az mı çektirdim sana Ama inan hiç istemedim. Oysa ne düşler kurmuştum sana dair! Mavi yolculuklara çıkacaktık seninle. Güzel günlerimiz olacaktı...... Geçip gitti o acı günler Bırakmadı peşimizi çekemeyenler Çıktı her yerde karşımıza Öylesine inanmıştım ki aşkımıza Yıkılsa dünya bir şey olmaz diyordum! Olmadı EMOŞ’ um Yıkma bu aşkımızı Her şey yıkılabilir dünya da En görkemli yapılar bile Aşklar asla EMOŞ’ um Yıkma bu aşkımızı........ Cumartesi saat on dokuz elli bir. Sana diyeceklerim var aşkımdan yana Birazcık olsun beni anlasana Bir şans ver ne olur bu arkadaşına Son bir kez olsun aşkıma inan sana Yapamazsın dediğin her şeyi yaptım Tanrı’dan bile sana çok taptım Geleceksin diye yollara baktım Ama sen kendini beni de yaktın. Hayat değmez aşkım başka laflara Çevirdin beni sonun da aptal saflara Beni bir kez olsun telefonla bari arasana Bu kadar acı yetmez mi döktüğüm bu yaşlara. Seni hep sevdim ve seveceğim Asla başka kollar da görmeyeceğim Kollarından başka yerde ölmeyeceğim Ne zaman gelirsen gel bekleyeceğim. Bu aşkımın yolu yok başka bahara Kapadım kalbimi tüm yalanlara Hep kinim olacak bizi ayıranlara Artık içki şişesini bile görmeyeceğim. En sonun da şair de yaptın ya beni Şiir gibi görüyorum bu olup biteni Gözüm görmeyecek yitip gideni Yeni mutlu günlerimizi bekleyeceğim... Tanrıdan dileğim son ayrılığımız olsun Gelecek günlerimiz sevgiyle dolsun Kötü gözle bakanların gözü kör olsun Seni seviyorum demeni bekleyeceğim. Cumartesi yirmi sıfır altı.... Seni benden soğutan neyse ne olsun Deliğinden bulup çıkaracağım. Yeter ki yeniden aşkımız olsun Her şeye yeniden başlayacağım.. Yeter ki bir kerecik bana tamam de Elimden gelen için uğraşacağım. Seni mutlu kollarımda gördüğüm anda Acıların hepsini unutacağım.. EMOŞ’ um her şeyim aşkım sevgilim Dediğin her şeye katlanacağım Yeni den yollara düşmemek için Senin kolların da yaşlanacağım.... Bakkalda bir paket sigara aldım Sabaha dek onları tüketeceğim Sigaranın son dalı bittiği zaman Hayatımdan onu da çıkaracağım Sebebi gönlümde sana yer kalsın Bir de artık kokusunu duymazsın Sigara kokusu bittiği zaman Her şeyimi aşkına adayacağım.. Cumartesi –saat yirmi mi dört Daha yolun sonunda değiliz ve her şey için geçte değil. Şu gururunu bir yana bırak lütfen; Bırak bari kalan günlerimizi başkaları için değil Kendimiz çocuklarımız için yaşayalım Hani onlar bizim her şeyimizdi? Gel aşkım bir şans istiyorum senden Ben seni hiç tek başına bırakmadım ki Sen de bırakma beni tek başıma. Sensiz bir yaşamı istemiyorum Cumartesi- saat yirmi kırk bir. Sona doğru yaklaşıyorum sigarada da Son iki dalım kaldı yalnızca Sen olsan yanımda zor olmazdı da Yarına birazcık zorlanacağım Zor gelecek ilk başta sigarasızlık Telefon etmeni bekleyeceğim Aramayacaksın tabi ki beni Boş gözlerle telefonu yoklayacağım. Ama diyeceğim sabret memoş’ um Sabret nasıl olsa EMOŞ’ un yolda Umarım gecikmez bu bekleyişim Bu lanet içkiyi içmeyeceğim Ama gecikirse senin gelişin Epey daha acılar çekeceğim. İşte yaktım son sigaramı da Yakın gelişini bekleyeceğim, Yeniden birlikte olursak senle O iki laneti artık içmeyeceğim.. Cumartesi-saat yirmi üç sıfır sekiz Havalarda bir acayip bir güneş açıyor Bir yağmur yağıyor aniden Ve senin özlemin her dakika çığ gibi büyüyor içim de, Hiç aramayacak mısın beni? Bir telefon bir merhaba! Ne zaman döneceğini bile bilmiyorum Ağırlıklar altında gibiyim Yaşam eziyor beni. Uyku tutmuyor geceleri Ne kadar sürecek bu acı nereye kadar? Bilebilsem ne olacağını, Bile bilsem aklından geçenleri, Şişli etfal geliyor aklıma; Ulaş’ımız doğmuştu Rehin almışlardı seni parasızlığımız dan!! Nasılda inletmiştim oraları? İstinye’ye gitmiştik oradan Esat koşmuştu yardımımıza Sen onu da sevmezdin İçki içiyordu o da Bir arkadaşını yollamıştı Ebe’ydi Nasıl bir leğen dolusu su almıştı senden Yaşama dönmüştün yeniden Bir parkta öldü Esat Donarak O sevdiği çocuklarını son kez kucaklayamadan! Erten vardı o da içkici az mı çekti kahrını Ulaş’ın Sonra Erdek geldi aklıma Yine peşinden koştuğum Göbeğin den şampanya içmiştim! Yaşamdaki en büyük zevkimdi o şampanya, Şimdi aklına gelmem de Geldiğinde belki Diyorsundur yanındakilere Ne salaklar var hala dünyada Ama benim aklıma bodrum geliyor hemen Parasız aç kaldık orada iş adamı oluvermiştim bir anda Devre mülk tanıtımına getirip sizi Yemek ısmarlamıştım! Sonra kaçmıştık oradan. Sence aşk başka nasıl olur aşk? Sen beni aklına estiğinde terk ettin Ama ben seni hiç tek başına bırakmadım Yaşamımda sen olmayacaksan Benim çabam neye yarar ki Yalaka sahibi olamadık biz Esat’ın yoktu Ertenin yoktu Benim hiç yoktu Hiç zengin olamadım ki Pazar saat-sıfır on üç Telefon çaldı özel numara Kapalıydı telefonum özel aramalara Sırf sen ararsın diye açtırmıştım yeniden Önce acaba hangi banka dedim Sonra boş ver dedim açtım Sesini duyunca kalbim yerinden hopladı Beklemiyordum arayacağını Farkındaysan bir şey konuşamadım önce EMOŞ’ umdu arayan Allah’ım Fırça atmak için bile aramış olman Kalbimi aldı götürdü yerinden Allah’ım bu ne güzel bir ses işte benim EMOŞ’ um Bana yeter bu telefon günlerce Buydu tek yapacağın aslın da bir merhaba Şimdi benim yerimde olmanı isterdim Mutluluğumu görmeni Yaşama yeniden sarılmamı görmeni isterdim. Kaş geldi aklıma birden Çatı katında bir emekli öğretmen Balık pişirmişti bize Karşıda yunan adası,deniz de yakamozlar Yıldızlarla dolu bir gökyüzü Ve seninle ben baş başa.oradan Alanya ya gitti aklım; Bir eski jip yolculuğuyla dağlara tırmanmış Derenin üzerinde yer minderine oturmuştuk; Ne güzel günlerdi onlar! O günlere yeniden dönebilecek miyiz? Sonra dalaman’ a doğru yol aldım Hep akıllı geçinirim ya, Nasıl saatlerce uçak beklettim sana dağ başın da Bir çay bahçesinde! Olsun be gülüm bunlarda yaşanacakmış ve biz yaşadık. Dünya da sevmek suçsa evet sevdim suçluyum, Ama bende Leyla yok ben yalnızca mecnunum Aşkım için bilmem çöller de dolaşacak mıyım? Yoksa tanrı bana acıyacak yine sana kavuşacak mıyım? Denedim kaç kere senden ayrı kalmayı Senin olmadığın bir Dünya’ bulmayı Unutturacaksa cehennemde kalmayı Ama ne yaptıysam yine sensiz olmadı Kalbim bir parça bile huzur kalmadı. Şimdi ne yapayım sensiz olmuyor Dünyaları verseler yerin dolmuyor Hiç bir şeyle inan yüzüm gülmüyor Sana olan sevgim bir an solmuyor. Dünya’nın hepsini bana verseler Melekler önüm de dize gelseler Hafızamdan seni hepten silseler Yüreğim de işlisin aşkın gitmiyor. Bu zamanda var mıymış böylesi aşklar Yatarken unutsam sabahtan başlar Dinmiyor gözümden bir türlü yaşlar Benim bütünüm sün acın bitmiyor. Sonun da bir kırık kalp kalacak sana Bunun senden başka herkes farkın da Aşka yenik düştüm yaşım kırkın da Sen ne desen de benim aklım almıyor. Sevgim anı olarak kalacak sana Bir kerecik olsun sen anlasana İnsan bir merhamet eder insana Seni unutmaya kalbim varmıyor. Sen şu Almanya ’ya gittin gideli Aklım karmakarışık gönlüm deli Başımda esiyor sevdanın yeli Olmuyor gülüm sensiz olmuyor. Bıraktığın anılar içimde saklı Sanırım yaşam da kader hep haklı Senden ayrılıklar beni hep yaktı Sen yanımda olmadan sabah olmuyor. Dünyalar güzeli iki oğul bıraktım Acıların tümünü peşime taktım Hatlar yüzünden bu aşkı yaktım Sen olmadan dünyanın tadı olmuyor Ağlamak çözümdür sandım önceden Hislerimi yazdım sana bu günceden Böyle olacağını bilsem önceden Kapında kul olurdum ben geceden Sana bu son yazdıklarım olacak Yakın da sensiz ömrüm dolacak Gittiğim yerde hep anımız kalacak Geçen günlerime doymayacağım. Bırak son bir kere mutlu olalım Eski acıları bir kenara koyalım Beni affet hep yanın da kalayım Sensiz cennete de doymayacağım Pazartesi saat yirmi üç elli sekiz Yazarlığım tuttu ya yıllardan sonra Senin için yazmaya doymayacağım Bir gün beni sevdiğini anımsayınca Ne yazık ki dünya’da olmayacağım Bırak son günlerim koynun da olsun Şu aptal gururun biraz uzakta dursun Bizi çekemeyen çiçekler solsun Bu taşları koyma artık benim yoluma Sensiz geçen günlerin değeri var mı? Ayrı geçen günlerin sence bir kar mı? Mutluluğun dışın da başka yol var mı? Bırak yaşayalım birlikte kalan yarını. Sana yazdıklarım çok derinden Yalanım yok dünya yansa yerinden Koşayım ben yine senin peşin den Şans ver bana kalbinin bir yerinden. Belki sen de biraz pişmansın Ne de olsa benim gibi insansın Bırak isteyenler bizi küs sansın Kalan günler elimizden gitmeden. Sanırım bu sayfanın son satırı Yok mu kalbinde aşkımızın hatırı? Gel EMOŞ’ um bana bir son şans tanı Acısından kurtar bir kerecik insanı. Senin için her şeyi mi sererim, Kaf dağından sana güller dererim İstemezsen yine sonsuzluğa ererim Bu hayatta tek başına koyma insanı. Aklımın erdiği bunlardı bende Biraz insaf var mıdır hala sende Elimizde kalan aşk ta gidende Dünyanın hükmü kalır mı sence? Ben aşkımın olamadım farkın da Şu kahbe feleğin lanet dolu çarkında Gel EMOŞ’um gelen günler bizimle Bir ömür daha olayım ben dizin de. Aşkı anlamak gerekmiş şair olmaya Çok şeyler gerekli kayıpları bulmaya Şu dünya da yine dizinde kalmaya Şeytana satardım tüm hayatımı Şimdi yatacağım saat geç oldu Birden yine içim hüzünle doldu Bilemem ki orada saat kaç oldu Gel seninle mutluluğa koşalım Pazartesi saat sıfır otuz yedi. Yirmi dört mart olmuş, Yani sen gideli on dört gün. Şakamı bu yoksa Ne zaman geçti bu kadar süre On dört yıl sanki geçen. Ve ben bu sürede iki kere sesini duyabildim, O da fırça yiyerek üstelik. Ne zaman döneceksin? Ne zaman dinecek acılarım? Atacağın fırçalara bile razıyım. Bir sarılabilsem sana Bir ellerini tutabilsem. Gözlerine baka bilsem doyasıya. Acılarımı saklıyorum içim de Duygularım tarifsiz bir biçim de Bir başına kaldım koca evin için de Döneceğin günü sabırla bekliyorum. Baktım Aktım Yoktun. Baktım Çoktun Yoktun. Baktım Yoktun Yoktun. Her kapı çaldığın da Sen geliyorsun aklıma EMOŞ’ um geldi diyorum, Sonra biliyorum ki uzaktasın Yıkılıyor düşlerim Sanki bir tuzaktasın. Kokun sinmiş yatağın her köşesine Yastığına yorganına çarşafına Ama avutmuyor beni Sen yoksun ki! Alt banyoya iniyorum Hayaller kuruyorum En son birlikteydik orada. Ne acı şey hayallerle yaşamak, Elinde ki bir şeye uzanıp tutamamak. Keşke sarılsaydım sana sıkıca, Koklayıp bindirseydim uçağa Ama bir kahveyi bile çok gördün orada Git artık sen dedin git artık bana. Gittim ben de ardıma da bakmadan Süzülen yaşlarıma aldırmadan Görenler benim için deli dediler Belki gözyaşlarıma gülüp geçtiler. Bilmezler ki akan yaşlar aşk için Yitip gitmişlerin kahrolmuşluğu için Bunu anlamazsın hissetmen gerek Kalbim yok oluyor her gün giderek. Bana son bir şans vereceksin biliyorum Seven aşklar hep mutlu olsun diliyorum Seni sonsuza dek kollarım da istiyorum Bu son mutlu olacak artık hissediyorum. Kalbin de buruk bir yer olmasın asla Gel şu güzel boynunu omzuma yasla Başka bir gün dolmasın gözüm hep yaşla Gel benimle yeniden mutlu günlere başla. Seni hiç bir zaman kırmayacağım Ne oldu nedendir sormayacağım Hiç bir şeyin üstün de durmayacağım Yeter ki EMOŞ’ um yeniden başla Birlikte doyalım seninle aşk’a. Hiç bu kadar uzun yazı yazmadım Aşkın ile hiç bu kadar azmadım Ardından hiç bir kuyu kazmadım Gel EMOŞ’ um bu aşka yeniden başla Birlikte doyalım seninle aşk’a. |