SUSMAK
susmak,bir gülün başka bir gülün
kırmızısına karışıp har olmaktır senin bakışlarında bir eylülün hüznünde sararmış yine ömür bulut perde perde rüzgarıyla gene seni arıyor hangi denizin hangi ücra derinliğinde hangi yitik sandığın içindeki acıyım bir kez olsun egilde denizin içine bak susmak,yine yorgun.yine mahkum yine acı sustum ,pencereleri yagmurludur şehrin susmak,hicretidir tende canın,canda cananın ey gecenin cellatları ,sefil yüzlü suratlar susunda kuyudan gelen yusufun sesini duyalım susmak,kendi yolculuğunu yapmaktır cam kırıgının açtıgı yolda susmak,yine perişan yine virane yine sahipsiz açlığa teslim olmuş gözü doymaz kargalar susunda bülbülün maşuguna sundugu aşkını duyalım susmak,çıkılan her yolculukta çığlıklara bogulmak varmıki zindanlarda yürürken leylayı bulan ateşi susturan ,sıçağı serin serini sıçak eden ibrahimin ruhunun sukutu değilmiydi ruhunu bir başına bırakıp giden insanlar susunda ,rüyasında en sevgiliyi görüp ağlayanları duyalım. selçuk bozdağ |