SENİN SONSUZLUKLARIN
Yarab,yok mu bu karanlık gecenin sabahı?
Bu zulmet ve dalalet içinde mi geçireceğim hayatı? Nurunu görmektir bencileyin umudu,kalırsa takatı. Tur’u parçalayan tecelli,tek parça bırakır mı insanı? Esirgeyeceksin belki,yaklaşamayacağım tecelligahına. Hangi yüzle geldin diyeceksin Rabb’inin huzuruna. El açıp mahşere kadar beklesem de öylece kıyam da. Affına mahzar olur muyum?Ancak bu yakışır şanına. Karanlığı mı?Haşa,sen sokmadın hiçbir kulunu içine. Aydınlansın diye ruhumuz,her sabah muhatap ettin Güneş’ine Heyhat,biz sana layık olamadık,düşemedik aşkın ateşine. Ağaç kurdu dahi bildi görevini,yazıklar olsun bize. Bir tek umudum var,senin affederim diyen vaadindir. Ne getirebilirim ki sana,hep boşa giden ibadetimizdir. Açılan deniz kadar bile itaat etmeyen kulun mücrimdir. Senin sonsuzluğunda bekleyeceğim,aydınlığım cemalindir. 4.9.2009/İstanbul |