ATEŞ DÜŞTÜ
Ah edip de diz döverken sensiz yaşayan dünüm
Saçlarımı tel tel yolan ellere ateş düştü Yadındaki hayatımdan ziyan oldu her günüm Yar yurduna varamayan yollara ateş düştü Yüreğimden çıkan feryat arş-ı alayı yıkar Bulutlarım hasret yüklü şimşekler hüzün çakar İki gözüm iki çeşme çağlayan olup akar Okyanuslar med cezirde göllere ateş düştü Neredesin derde derman ne gün diner iç sızım Gönençliğe kaç zaman var yiter mi kara yazım Tezenemin boynu bükük asılı kaldı sazım Perdelerim vurgun yedi tellere ateş düştü Yokluğunda yıla dönen saniye can yakıyor Sol böğrümden dört bir yana daüssıla akıyor Ne burada güller açtı ne de bülbül şakıyor Seherlerin gözbebeği yellere ateş düştü Sensizliğe dayanmadı yer ile yeksan dağlar Güz gülleri çiyden üşür goncası kara bağlar Visal diye hu çekerek dergâhta Derviş ağlar Söz gırtlakta düğümlendi dillere ateş düştü Şemsettin Dervişoğlu |