AŞKIN MİHENK TAŞLARI
AŞKIN MİHENK TAŞLARI
Günün şavkı vurunca, şehlâ gözlerin susar Şirâzeden çıkınca, yüzüme değer şûle Şiven usandırınca, kalbim yalnızlık kusar Gönlümün çevresini sarar, derin bir hâle Yeryüzü sürgünüyüm, yitirmedim özümü Gözlerimde hüzün var, dilim lâl oldu neden Tükense de kelimem, bitirmedim sözümü Ilık temmuz akşamı, yüreğim soldu neden Garipti sessizliğim, soluyor şimdi yüzüm Ruhumun kıyısında, haşin bir rüzgâr esti Acelen neydi yârim, zamansız geldi güzüm Tebrizli Şems gibiyim, cellât boynumu kesti Ey! Falcı, el falından, durmadan ne okursun Görmeyi istediğin, dünden başka nedir ki Afsuna sarılmışsın, şimdi neyi dokursun Ferhat dağları delmiş, söyle, aşka nedir ki Mecnun düşmüş bir derde, Leylâ vefasız bir yâr Derman bulamaz tabip, kanar kanar çaresiz Kerem’in yangınını, söndüremez yağan kar Bakar, bakar Aslı’ya, yanar, yanar çaresiz Aşkın Odu’nda pişen, Yunus Emre bir derviş Mevlâ’yı aramış hep, sırtında hırka ile Taptuk’un dergâhında, sonsuz murada ermiş Bir lokma ile doymuş, sevgisi gelmiş dile Ey! Bre Hızır Paşa, gücün yeter mi aşka Gönlünü sevgi saran, Pir Sultan Abdal olsa Kimsin sen, söyle nesin, cahil zalimden başka Aşkı bekleyen kalbe, Pir Sultan Abdal dolsa Elinde sazı ile Dadaloğlu isyandır Sevdâ dolu gönlüyle, türkü söyleyip gezer Yitirdiniz sevmeyi, sizde ki bir nisyandır Aşk dolu yüreğini, halkı uğruna ezer Gönlünde sevdâsıyla Karacaoğlan abdal Elif’in türküsüyle, geziyor diyar diyar Bitirirseniz aşkı, elbet kırılır bu dal Tozlu yıllarda kalır, umutla beklenen yâr Türkistan’dan geliyor, Hoca Ahmet Yesevî Yanar ilahi aşkla, Hacı Bektaş-ı Veli Gönlünde aşkın seli, mal, mülk, şöhret dünyevî Semah döner erenler, kalplerde sevdâ seli Aşka açık kapıda, Mevlâna berrak bir su Dolansam şu cihanı, sûfî bir derviş gibi Pervanenin tükenmez, ateşlere koşusu Bilgelik denizinin, son kurtuluştur dibi Vatan aşkıyla çıktı, Mustafa Kemal yola Ulusuna sevdâsı, hiç sönmeyen bir ateş Zor günlerinde bile, hiç vermedi ki mola Onun koca yüreği, yurduna oldu bir eş Aşkın son tasvirini, Hüznün Şairi yazdı Kalbinden damıttığı, dizelerini sundu İlmek ilmek heceyi, şiirlerine kazdı Gönlünün ırmağında, aşkla arınıp yundu Coşkun Mutlu / Hüznün Şairi Şule : Alev, Yalım Şirazeden Çıkmak : Akıl dengesini yitirmek Şavk : ışık Şehla : Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı (göz) Hale : Ay’ın çevresinde görülen ışık halkası |
nefis bir şiir
hece şiiri tadı ve keyfi tarzım olmasa da böyle hece şiirlerini okumaktan memnunum
hele de unutulmaya yüz tutmuş güzel eski kelimeler kullanılınca yerli yerinde
efsunkar bir hale bürünüyor şiir...
tebrik çok şair dilediğiniz kadar alın