Susma MüebbetimÖnce hayalin konuşmalı Sensiz kalan beden kodlu hücremde Sonra gözlerin gelmeli Demir parmaklıklarını aşarak kalbimin En derinliklerine Tamam ben de yüreğimi yoklayayım Kimi vakitler dönmeli yeşilden maviye Dönmeli tıpkı gözlerin gibi yalnızlığım Bu kez de susma müebbetim Sonra usul usul yaklaş Değdiğin her yerin dokunduğum yürektir Bir gün yine doğacağım Kırdığım kalemin küllerinden Belki duvarların olmayacak beni dinleyen Yalnızlık ta olmayacak o sevdada Alın yazgısı kaderimde Aramalımı seni bilmem ki Doğmaya gayret ettiğim yeni hayatta Yoksa bulduğumu varsayıp Tatmalı mıyım yeniden tenini İçmeli miyim bade bade ömründen Bu suskunluk Ebedi bir zindanın kör karanlığı Bir hançerin yarası değil Bir kan gölünün umarsız bekleyişinin adı… Gözlerinin daveti Belki ilk belki de son olacak Zincirsiz esaretim kilitsiz prangalarım ağlayacak Bilirim haykıran şehvet değil olsa olsa masumiyet… İmkansızı zorlayan aşkım Boş yollara akıp giden silsilesi kadınlığımın Nevruz ateşlerini yakıp yakıp çağırmalı bakışlarını Depremler sıralanmalı kopmalı kasırgalar Bulmalı beden ruhunu Toprağımın çamuru ayak ucundan ulaşmalı Yüksek tepelerdeki avuçlara Karışmalı çavlanların sesi vurgun gecelerime Sığınmalı sonsuzluk denizime Kırık bir kalpten kalanları topluyorum Parmak uçlarımda teninin sıcaklığı Dilimde son suskun müebbetim… |
Dilimde son suskun müebbetim…
sonradan farkettiğim bir şair
tebriklerim geç kaldı sanırım