Susma Orucu
Güzel günlerin aşkıyla yazdığım,
Tüm şiirleri ateşe veriyorum. Karakış gecelerinde, yüreğe kazıdığım Dizeler, artık şahitlik yapamayacak; Yangının isini taşıyan yüreğime. Kepenklerim zamansız indi; Omzuma şimdi bir yük daha bindi. Ne zor bilir misin? Unutmak istemeden, Unutmaya mecbur kılmak yüreği. Duygularım kör düğüm, Bedenim kabuğuna sindi. Kendimi avutmak için, O şen günlerden arta kalan, Birkaç tebessüm kırığı hatıra yeter bana. Rüyaları yarım kalmış bir sevda, Dikiş tutmaz bir yaradır şimdi. Sonu olmayan gel-gitler durulmalı; Avuçlarımda tutunamayan gül, Yazık ki, fırtınalara boyun eğdi. Mal bulmuş mağribi gibi, Sevin sevinebildiğin kadar. Hayal kurduğun, ihanet kokan, Balmumu şehirlere at kendini. Güllerin dikeni, kendine batmaz; Sana sarılan yüreği kanatarak git. Ne acı değil mi? Aynı ağız, “Gel turnam” demişti bir vakit. Gitme! Demelerim bir şey değiştirmez; Susacağım… Kaç elif miktarı bilmem. Öfkeyle şaha kalkmış kelimelerine karşı, Yenilecek; hangi kelimeleri ringe sürsem. Son sözlerimi namluya sürmeden, Susma orucuna girmem. Sana gülümseyen, uzak şehirlere, Sensiz bırak da git... Kevseri kurumuş, kurak nehirlere, Susuz bırak da git... Yeter ki mutlu ol, olabiliyorsan(!) Beni, hatırına getirme bile. Dalgaların dövdüğü kaya gibi, Aşınsam da yıkılmam. Farz et ki, göbek adım çile. Susuyorum… Kilidi vurdum dile. Susacağım… Kaç elif miktarı bilmem… 11.05.2009 Muhittin Alaca |
“Gel turnam” demişti bir vakit.
Gitme! Demelerim bir şey değiştirmez;
Susacağım…
Kaç elif miktarı bilmem.
==========================
İçten ve duygu yüklü satırlar
Böyle yazdıkça hep maziye hatırlar ..
Yürekten Tebrikler ..
Saygılar