4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2677
Okunma
ÜST NOT: BU ŞİİR, EDEBİYAT YOLCULUĞUMDA 35 YILLIK ARAYIŞIMIN SONUCUDUR... SONUNA KADAR OKUMADAN LÜTFEN YORUM YAZMAYINIZ.
DEMİR LEBLEBİ
Bu şiir tek kelime/ tek hece
Çözdükçe/ çözüldükçe…
düğümlenen bir bilmece
“ Kavuşamazsın Aşk olur” öyle mi?
Aşk olsun… Aşk olsun…
Aşk olsun sana koca Veysel Aşk olsun…
Aşk o kadar basit mi?
Bu hal: “HİÇ” bitmez, “ HİÇ” tükenmez…
Bu hal, Mavinin Aklı Ziyanda, Fikri Firarda olma halidir…
Bu hal, Şairin Şerri Şiirle Şerbet ettiği haldir…
Bu hal, kanadı kırık bir martının
Konacak sol bir omuz bulup konaklama halidir…
O martı kanadı kırıkda olsa artık bir Zümrüd-ü Ankadır…
Aşkın Atlası’nda en uzak mesafe
En fazla bir karış
Sol omuzdan kalbe….
Bu hal:
Ben, Beni, bana, bende benden sonra
Ismin de, cismin de altıncı halidir…
Rivayet odur ki,
Yavuz Nufel şairdir!
Kalan ömrüme yemin olsunki
Allah şahidim olsun ki
Değilim…. Değilim… değilim….
Şairin her aldığı nefes
Bir demir leblebidir…
Ve verdiği her nefes
Allah adına
Allah aşkıyla
Her kulunu sevmektir…
Ölenle bin kere ölmek,
Acıyı bal eyleyip içmektir….
Bu hal yüreğin demir
Demirin çelik
Çeliğin sevda olma halidir…
Yusuf olmaktır kör kuyularda
Ya tez kurtar ya bir bezirgan yolla
“Beni Kör Kuyularda merdivensiz Bıraktın…”
Bırakma!
Ve hizmet etmek Firavuna yıllarca
Cehennemin dibi
Kaç kör kuyu derinliği…
Tur dağında dolaşan çoban;
Ve Kızıl Deniz’e uzanan
Musa’yı mahcup etmeyen Asa
Haşa;
Ne mutlu yaprak olabilmek bir ulu çınara..
Bu hal, dervişin derilmediği haldir,
Bu ermişin eremediği haldir…
Bu hal Yunus’un Usu,
Mavlana’nın daveti/ duyurusu
GEL…
“Kim olursan ol yine gel”
Gelirim/ geleyim gelmesine de deli kimliğimle mi
Gelirim de
Ya Közüm küllenirse,
Ya Sözüm tükenirse,
Ya Ne getirdin, derlerse…
Değiliğim yeter mi
Ya yetmezse!...
Bu hal,
Kıldan ince kılıçtan köprü üstünde
Tek ayakla dans edebilme halidir…
Düşerim… Düşerim… Düşerim
Düşlerim….
Düşük yapar düşlerim… düşerim…. Düş… Düştüm…
Gülmeyen adamın
gül düşer mi düşlerine…
Ameledir Şair
Tek heceye
Gündüz gece
Aşk…
Şair değilim haşa
Şiirin şerrinden korkarım
Allah’tan korkduğum kadar
Bilirim her şair bir demircidir
Ve de her aldığı nefes
Demirden leblebidir…
Homurdadıkça körük
Etrfa saçılan/ oynaşan
Her kıvılcım
Fezada keşfedilmemiş bir gezegendir
Ve O’nun gözleri önündedir…
Demircinin asıl derdi Güneştir…
Dokunmak /avuçlamak
Ve Güneşi zapdetmektir……
Ve alnında demircinin
boncuk boncuk erimiş demir/ ter
Her biri
Bir umman, bir derya eder…
Kulak ver dinle
arş-ı alaya ulşan bu ses… bu ses…
bu sese
Çekiç sesi mi denir!
Dinle….
Bu sesler: Do- re- mi- fa- sol- la –si’den sonraki
Dokuzuncu , onuncu notalar sesidir…
Demir döven
Demir Bilek…
Demire su veren
Çelik Yürek
Demir bilek, Çelik Yürek
Kazma Kürek..
Tek heceye IRGATTIR Şair:
AŞK…
Demir,
kor ateşler içinde kordan kor iken
su ver/ tavdır
deniz kase/ yetmez..
su taşısın karıncalar
kavillerince
La fonten’den asılarca önce
Atıldığında İbrahim Urfa’da ateşlere
Karıncalar… karıncalar…
Ağızlarında su taşıyan karıncalar….
Karınca karaınca katar katar karıncalar…
O karıncalarki;
Yazların neşesi Cırcır böceğine
Kışın ortasında/kapı önünde
“Şimdi de biraz oyna” demezler
Kapıdan geri çevirmezler…
Karıncalar
Yine su taşısınlar
Karınca kararınca
agızlarında denizlere..
Bu Hal:
Katran Karası kara gecelerde
Kara Toprak Altında
Kara gözlü kara karıcanın
Göz bebeklerinde
Işıktır, fer’dir
Asıl mesele:
O fer’le
Karınca gözlerinde fenerle
önünü/ dününü/ yarınını göremektir…
Demir denizi emince,
Demirci hüneriyle
Kılıç kınına dar
jilet keskinliğinde…
örs / çekiç nağmelerini dinle…
bu sesler
bu sesler,
çekicin örs ile zifadır…
Bu sesler,
Do… Re… Mi.. Fa… Sol… La… Si… den sonraki notalardır…
yar boynu kılıç vurmaz / işlemez
kan akmaz, can çıkmaz
boş damar/ ruhsuz beden
ben de, bana has, bence, kendimce
demir artık demir değildir
Allahım bu nasıl bir bilmece?
deniz çözer
su çözer
demir çözer, çelik de
AŞK: ÜÇ HARF TEK HECE…
VUSLAT… FENA FİLLAH… MERTEBE…
AYRILIK… İŞKENCE…ÇİLE…
demir de benim deniz de
su da benim, kılıçta
akmayan kanda
çıkmayan can da benim
ben senim… ben senim… ben senim… ben senim…
sen ben misin!?…
örs üstü köz, köz üstü söz
döv… döv…döv…
söz kabına batır/ su ver
sevda çeliği çıkar
örs üstünde örseleme beni
en derin anlam: anlamsızlıkta
ummanlar ortasında
yunuslardan yardım istedim
yüzmeyi değil, boğulmamayı öğretiler
ve en derin deniz
kendim gerçeğiyle boğuşurken
ben yüzmeyi istedim, uçmayı öğrettiler
sen benim can içinde konuşan
can içinde koşuşan, çan çiçeğimsin…
Gün gelir han yıkılır
baykuşlar tüner virane
Hancı ölür
Eti- kemiği börtü böceğe amade
An,
Şairin Şerri Şiirle Şerbet ettiği andır…
Bu an “Aklı ziyanda fikri firarda Mavinin”
Deilik med-cezirlerinde “ hiçlik” mertebesinde
Kendi Elleriyle deli gömleğini
Biçtiği/diktiği/ giydiği andır..
sen benim imgeler içinde mecazımsın…
Anlatabildim mi, anlayabildin mi,
Hâlâ anlamadıysan
Evin yıkılsın
Baykuşlar tünesin viranene
Akrepler yılanlar yuva yapsın gecelerine..
ben senim… ben senim… ben senim. ben senim….
sen ben misin…
Enel HAK…
İŞTE AŞK….
Yavuz Nufel/Nisan 2009
5.0
100% (3)