Var mısın? Yok musun?
O gün, her yer ıssızdı
Akarsular bile sessizliğe eşlik ediyordu. Ağaçlarda yaprak kımıldamıyor Kuşlar gökyüzünde cıvıldamıyordu Bir ölüm sessizliği çökmüştü şehrin üstüne. Sen giderken.. Yollar yönünü şaşırdı.. Zaman unuttu akmayı Bir saçlarının kokusu Bir de gözlerinin kahvesi Gözlerimde asılı kaldı. Mehtap sürmüyordu yüzünü geceye Deniz küsmüştü ay’a Sevişmiyorlardı. Dalgalar ve yıldızlar Hüznün koyunda sabahlıyordu Kumsal birden hatırladı güzelliğini Hala gülüşünün izlerini saklıyordu Düşlerinde. Ve tan ağarırken Ardına bakmadan gidişlerinin ezikliği kalmıştı kıyılarında. Ben ve gölgem Nöbetleşe bekliyoruz şarkılar sokağını Ki yitip gitmesin gecelerde.. Bir gün daha, nağmelerle.. Binlerce mum adadım..türkülere.. Ağıt yakılası türkülerim! Gene gizlenmiş karanlığın gözlerine. Sen gittin ya! İşte bir şehir böyle devrilir Bir ayrılığın ardından...bir gecenin üstüne... Her sevda yarası geçer İçinde derin mezarlar kazarak Sızılı yaralar bırakarak Bir gün kendine geldiğinde bakarsın ki Yüreğin olmuş mezarlık cehennemi Acın; dişinin ucuna takılmış Gözlerin dalmış geçmişe Bir çift güzel göz alır götürür seni..düşler ülkesine Ne yangınlar gördü bu yürek Sen! Bir kıvılcım bile çakamadın bende Şimdi git dilediğin gönülde konakla. Dünyaya "aşkın"gözlerinden gülümsemek.. Şefkati; bir bebeğin kokusunda hissetmek ve huzurun kucağından hayata el sallamak istiyorum. Sen hala kararsız,,,yollarda mısın? Emine Genç 23 Ağustos 2009 / 17:00 |
kutlarım,selam ve sevgiler.
Hayırlı ramazanlar..