İHTİYAR BALIKÇIihtiyar balıkçı kırmızı göle son kez gidecekti artık ne yürüyecek hali vardı, ne de takati. nefret ediyordu gölden ama yine de gidiyordu. __belki onunki nefretten çok umuttu. oturdu sandalına ve beklemeye koyuldu. yaa nasip dedi; belki bu gün yakalarım. ağzında bir sigara, dilinde bir şarkı kendi de bilmiyordu ne söylediğini, aklı oltanın ucundaydı çünkü. gümüş kanatlı bir martı mazisini sundu ona. ağlamaktan kan çanağına döndü gözleri niye ağladığını sordu sessizce niye nefret ediyordu gölden? cevap vermedi ihtiyar ve sevinçle çığlık attı evet dedi; nihayet bende yakaladım. sandal şimdi boş kendi halinde sürüklenip durdu sularda sessiz. avare gezinen sandal, sahibini arıyordu. kendini taşıyan göle kızıyordu ne vardı sanki onu da alacak içinde sakladıklarıyla yetinmemiş miydi daha göl itiraz etti; onu senin kadar bende seviyorum, yıllarca sen taşıdın onu sırtında şimdide ben kucaklıyorum onu. gene yıllar önce intikam için karısını almıştım elinden çünkü oda benim sevdiklerimi almıştı benden. şimdi pişmanım yaptıklarıma ve cezamı çekiyorum. kendimi biraz olsun affettirmek için aldım onu, karısına verdim. şimdi her ikiside benim yüreğimde mutlu. sen onları boşuna avare arama özlediğin zaman bir kürek çırpışın nazlı bir kıpırtın getirecektir ikisinide sana yeter ki istemesini yeter ki özlemesini yeter ki sevmesini bil. Serap Baycan |
benim yüreğimde mutlu.
sen onları boşuna avare arama
özlediğin zaman bir kürek çırpışın
nazlı bir kıpırtın
getirecektir
ikisinide sana
yeter ki istemesini
yeter ki özlemesini
yeter ki sevmesini bil.
Bazen umutsuzluklarımız umut olur bilinmeyen yerlerde.
Çok güzel bir şiirdi. Tebrik ederim. Saygı ve selamlarımla.