Diyar-ı Harput
Dedem derdi ki oğul; HARPUT eski kaledir.
Taşı topraktan fazla, aslında yek paredir... Kat kat olmuş kayalar, her katı ayrı çağdır, Bir mihraptır kurulmuş.. Dağ üstünde bir dağdır.. Güneşten evvel doğar minare alem alem; Tarihe ilk besmele; çekmiş kudretli kalem.. Mayası sütten hasıl, tarihe derc olmuştur. Bin kavim bu kalede acep; nice olmuştur... ’Beyzade’ler medfundur, dönersin türbe türbe Haşa! ayandır ona, geri dönmez bir tövbe,,,,, ’Arap Baba’ cam türbe, besmeleyle girersin; Ayrılırsın gövdenden, başın alıp dönersin Tarih kaplar kimliğin, meğer ademoğlusun...... İlk görüşte sanırsın, doğuştan HARPUTLUSUN..... Sekiz köşe şapkalı; selam alır derinden,,,,, ’Buzluk’ taki Temmuzun; farkı yok zemheriden Su başı duman olmuş; çökmüş Mastar dağına... Dirilir ’Hazar Baba’..... yaslanır şakağına Sert eser ’Kaya Başı’.... koca çınar el sallar. Kuşak bağlar gardaşı... Gelin giderken ağlar... Sarı yün didilerek, başlar; tam tam tamzara.. Diz vurur halay başı, gakkoş salar nağara..... Elips döner çıralar,şamdanda yana yana İkrar kalır kubbede; nikah kıyar Vatana Göllü bağın bülbülü şimdi bir şiir oldu...... Hey gidi hey payitaht ’Eski bir şehir’ oldu... HARPUT göbek adım... Kimlikte Anadoluyum Hüviyetim ay-yıldız, ben de bir HARPUTLUYUM..... Elazığ.....06Temmuz 2008 İlhami Bulut |