zamanla...
zamanla
geçiyormu? az önce öpülmüş dudaklarının ıslaklığı? kalbin deli gibi çarparken unutuluyormu kulaklarındaki o uğuldama öğreniyormu insan yaşamayı herşeye rağmen yenilmiş bir kalple arkasına bakmadan yüremeyi? zamanla inkar edilebiliyormu inandığımız? dimdik ayakta yaşarken bir ömrü saygıdan değil zavallılıktan karşısında diz çöküp uysal bir kölelikle inkarlarımız en büyük sözlerimizi kelime oyunlarına sığınıp saklandığımız... görünmez olunabiliyormu? zamanla... unutabiliyormu insan bütün yol boyunca elinde tuttuğu eli terleyen bir otobüs yolculuğunda omzu uyuşşsada başının altında o saçlarının kokusu yokmu işte o koku sabah uyandığında yanındaki yastığa sinen o koku uçup gidiyor mu? zamanla... bir kadeh rakı bir kaç satır mısra belki de unutulacak ayıldıktan sonra bir hayale kapılmak olmayacak belki insan kanmayacak ama yaşanmışlık içinde o eskimiş an’lar için yenilerine surat asıp nankör bir köpek gibi hep mutsuz hep hırlayarak bakmak hayata geçer mi bu öfke? sakinleşir mi insan zamanla.... o tutkusu dokunuşların etin ete değmesi ışık bile utanır giremez araya soğuk tutuşur alevleri sararken bedeni o kadar yoksul bir o kadar zengin bir sevişme anı düştüğünde aklına aylar geçsede aradan tahrik olmaz mı artık insan etkisi geçermi bunun zamanla... düşünmekten yorgun düşer duası yetmez kaderine uyanası gelmez bir zamanlar sığamadığın şimdi ise bir türlü dolduramadığın o yatakta yapayalnız ve kederli kaybolan yıllardan arta kalan şerefli bir yenilgi ne zaman kazandık ki biz? şimdi bırakıp kendimizi zamanın nadasına herşey düzelecek diye umut sarıyoruz kırıklarımıza... |
Herşeye rağmen
Yenilmiş bir kalple
Arkasına bakmadan yaşamayı!
Roman gibi yazılmış mısralardı ,hazin kesitlere...
Umut sarıyoruz kırıklarımızla ,yılların gölğelerinde !Sevgiler şair...