EY İNSANOĞLU!
Ruhsuzlar deryası ülkedeyim, inançsızlığın şehrinde
Alıkoyulmuş bir hasretin pençesinde Sefil koridorlarında yürüdüğüm düşüncenin Tartaklanmış duygularımın acizliğine yatmış bir tutumdayım Ey insanoğlu, inancın kör düğümü, inancın gafil avcısı Aptal kutularda yalanlara iştirak eden kulaklarınız Pencereli aptal kutularda aç gözleriniz var Ey ahmaklar paradigması Katil pençe, siyah örtü, deşilmiş vücut, kurutulmuş pezevenkliklerin gölgesi Yosmanın boynundaki inci Kaldırımlarda sürüklenmiş gururun sahipleri Dillerinin neşesini kahpeliklerde arayan İblis’in sürtükleri Habil’in cellatları, Kabil’in dostları Toprak utandı, siz utanmadınız Ey insanoğlu zikrinde çırılçıplak hayaller, fikrinde riyakar duruşlar sergileyen satıcılar Elinizde keser çıkmış çiviyimi monta ediyorsunuz Eeee siz busunuz Yangın yeri, afet bölgesi İnsanoğlu ;kötülüğün alfebetik sırasını şaşırmış harflersiniz Retorik çitlenmiş ağızlarla Söyleniyorsunuz……Neyi…..nasıl……..kime? Yoklar içine sıralanmış, varlıklar mektebisiniz İnsanlık boy vermiyor……Ey insanoğlu Arkları kana bulayan bir medeniyetin son noktası oldunuz Zavallı canlılardınız, zırt pırt ikaz edildiniz Kızardınız, ama yine de utanmadınız. Siz insanoğlu bunu anlayın artık Sizlerin hakkını savunacak ne Godivia’lar olacak Ne de siz hakka hak olacaksınız Ey insanoğlu Meryem iffetini İsa’ya feda edince, dillerde kötü ifşa edildi Oysa hakka sığınmıştı, Hanne’nin adağıydı ……..Ey insanoğlu…………. |