**EYLÜL/ÖLÜM**İsyanın talebelerine okutulan hangi ders bu kadar acı olabilir? Bir yaşam kazıtılmış yüreklerde sıfır numaraya. Yürekteki; Işıklar en düşük karanlığın voltuna ayarlı Korku ilmik ilmik sıvışır, Rendeli hayallerden. Sokulunca sokağa düşler, Değer en acımasız Ruhun tövbelerine, ölüm. Terin tuzunda Ten ölü dökülür tüm günlere. Şirpençe, kanında mayalanır Peçeli teninde oyuklanmış acılar. Kuyulardan sağılmış Tüm seslere ölüm karışır Renginde huzursuz olan ruhunun, Ete kemiğe bürünmeyen asaleti Tozunda saklı bir hiçliğin yorgun Parçalanmışlığında dokunur zihnine…..ölüm. . Yağmurlar, Ay imbiğinde kaçak hayaller besler. Pelin çiçeği kadar zehirli iç çekiş, Zerdüşt kadar berduş olan duygular Sensizlik harabelerinde; Gerçeğin iblis’i karanlık gölge ile İğneli kefen düşer, Karabasan tabuta. En nezih titremelerde gelir ölüm Sinende Eylül ölür, Paydos saati yapraklarda sallanır. Kuş sesi,mavi rıhtım,tabelası bozuk sessizlik Çehren, simana döllenmez düşlerde Ölümün açlık grevinde değil Eylül! Çömeldik arza, sürüldük çamura Eylül de öldük Eylül de çekildik hesaba….. Nezih:Temiz,pak. Şirpençe:daha çok ense, sırt ve kaba etlerde beliren birçok çıbanların birleşmesi ile meydana gelen ve çabuk genişleyen bir çeşit kan çıbanı. |
Ete kemiğe bürünmeyen asaleti
Tozunda saklı bir hiçliğin yorgun
Parçalanmışlığında dokunur zihnine…..ölüm.
tebrikler..dahada fazla yaşanmışlık edindiğinde dizelerinin gücünde ve karşısında boyun eğecek bütün yaşanmışlıklarımız..harikasın..