KOCATEPE
Tarih boyunca çile çekmiş insanların
Akan alın terini gördüm, Kocatepe’de. Ankara nefes alıyordu, Kocatepe’den, Çankaya’dan, Ulus’tan, Kızılay’dan, Sağanak sağanak toplanan insanlar, Susayan gönüllere bir baraj oldular, İnsan yatağını kaybeden nehir misali, Sevgiye susamış kumsalını arıyordu. Baraja kurulan birkaç okkalık balyoz, İnsanları Kur’an’dan uzaklaştırıyordu. Rüzgârlı günde ılık ılık yağan yağmur, Tohumun filizleneceğini müjdeliyordu. Kocatepe’ye sel gibi akan insanlarda, Sönen bir burukluk gördüm, En dindar insanından alın da En üçkâğıtçısına kadar Hepsi de saf olmuşlardı, İmamın arkasında. Rehavet içinde namaz kılanlar, Allah’ı sadece namazda andılar. Bu insanlara hak ve batıl anlatılmalıydı, Kalpler iman cevheriyle donatılmalıydı. Aman Allah’ım! Ben bu camilerin Sinagog, Havra ve Kilise olmasından, Müslümanları İslam’dan sıyırmasından, Yeni nesli kaybetmesinden korkuyorum. Bosnalı kardeşimin derdi anılmadı kürsüden, Onlar bizim kardeşimiz değil miydi sahiden? Dışarıya açılan üç beş sergi Ve yan tarafta satılan üç beş dergi, Yapılan yardımlar, Sırpların elinin altında, Bomba gibi patlıyordu Bosnalının başında. Binlerce ırzından olmuş Bosnalı bacımız, İnan ki yaşananlar bizim gerçek acımız, Allah’a hesap veremeyeceğiz ayıbımız. Hele okuduğum haber beni yaktı, Başımdan kaynar sular aktı, Mideye boşaltılan benzin gazı, Müslümanları Molotof kokteyl yaptı. Dizleri oyulan, tenasül organları kesilen Kardeşlerimize hiç yardım gitmiyordu, Müslümanım diyenler bile yardım etmiyordu. Allah’ım! Bize akıl, fikir, feraset ver yeniden, Kardeşlerimizi kurtaralım hiç vakit geçirmeden. 13.11.1992 Ankara |
NIHAT YURT KANADA
ALEM GURBAN SANADA