sanki´nin düşübu gece ay sanki bir başka parlıyor gökyüzünde ulan içimde yanıyor eliyle tutuyor sanki omzumdan... denizin geceyle hesaplaştığı bu saatte derin bir sessizlik türküsü düşüyor dilimden kaldırımlara sonra birden bir bulut olup büyüyor sanki... ay ışığına doğru uçan bir şahinin uyku akan gözlerinde yürüyorum sanki... üşüyorum... kentin ücra köşesinde diz çökmüş sevdaları anlatan besteler kadar kuru bir rüzgar esiyor ulan sanki deliriyorum... cebimdeki kanyak ısıtmıyor beni bana baktığında ısındığım gibi... cüzdanımdaki resmine mi baksam acaba... umut satan bir yer yok mu ulan bu sokakta !... nereye gitsem ardımdan geliyor yalnızlığım ulan yakalayıp bir tarafımı kesiyor sanki bir cam kırığıyım yengeç çıkmazında... bir tek damla gözyaşı için son cigaramı verirdim namussuzum alan yok mu ulan bu sokakta !... sanki binlerce yıldır yaşıyorum bu anı ulan sanki ölüyorum... biliyorum yanımda olsaydın belki düşünmeyecektim böyle garip böyle tuhaf şeyleri ne bileyim belki yağmurdan veya “sevgiyle büyümüş” çocuklardan söz ederdik üstüne de gülümserdik hatta birlikte bir çay içerdik... ama ben kendimle konuşuyorum sanki... sokak sokak aradım buraya bırakmıştım sanki... yoksa burası mıydı... belki şeytan alıp götürdü belki de birisi ödünç aldı geri getirecek... dinle beni ay ışığım ! sen gecemi aydınlatmaya devam et sana söz veriyorum bulacağım... dedim ya bu gece ay bir başka parlıyor gökyüzünde !... can... 28.10.2001 beyoğlu sokakları ve taksim parkı 03.47 |
tebrik tebrik şair..
Okumaya devam geçmiş "düş" leri..