Kavrulup,yandımkuş seslerinin, cıvıltısı karşıyordu, piknik yapan, oynayan dedikodu eden, insanların seslerine, güzelller çimenlerde toplanmış sohbet ediyordu, ellerinde birer bardak çayından yudumlarken, diyecek yoktu, onların neşelerine. biri vardı, içlerinde, gözüm takıldı, onun güzelliğine, kahverengi iri gözleriyle, uzun kiprikleriyle baktı, görünce gözlerime, birden çarpmaya başladı kalbim, terledim,ılık bir şeyler akarken içimden, dağlar eriyecekti sanki, ateşimden, kızardım, allah’ım dedim kim bu içimden, bu ne güzel kız, bu ne güzellik böyle, kızın güzel gözlerinde kaybolurken. soramadım bile adını, pembe bulutlar dolmuş uçuşan gözlerimle baktım, sadece uzaktan, uzaktan, kirpikleri uzun,kalkık burnunun, esiri oldum,bir anda, esiri oldum da, hep onda kaldı aklım. bir bakışı vardı ki, yıkılmamak, mümkün değildi önünde, yanmamak,yanmamak mümkün değildi, onun bakışlarının yaktığı ateşinde, ve sevdalandım, vakit azalmışken önümde, onun iri gözlerindeki güzelliğinden, etkilenip, onun tüm bedenimi saran, ateşinden, kavrulup yandım. A.Yuksel Şanlıer 1972 Antalya |
ellerinde birer bardak çayından yudumlarken,
diyecek yoktu onların neşesine.
================================
Samimi insanlarla düşüp kalkmalı..
Onlarla muhabbet etmeli .
Yüreğine sağlık Üstadım..
Güzel bir eserdi...