Göğsümüzdeki Sızı İsyankâr
Kendi düşünün musluğuna eğilmiş dudak
Cümleleri emiyor inançsız mevsimlerde Islanıyor ten, yağmur bulutla oyunlarda İntihar bakışları gözde, yangınlarda şafak. Korkunun tırnağında irin, özlem yolculukta Kan tutunmuş deriye, köpüklü titreyişlerle Tükeniyor yol, ruh sarmaş dolaş sevgiyle Bir veda öpüşü demlenir közlü dudaklarda. Her düşün kıyısında ezberlenirken şarkılar Bilinçsiz rüyaların kollarında dizeler üşür Dudağına yapıştırdığın her söz ıslaklığında Bir türkü henüz uğranmamış ruhunu bölüşür. Gülümserken ölümlere, uyanabilsen kollarımda İnançsız bekleyişlerin kıyılarına çekilse gemiler Soylu çocukluk resimlerindeki unutuluşa dalarak Çağlarını inkâr eden sorgulara kapansa yürekler. Yağmur düşüyor, kahramanını beklerken perdeler Islanmış hayallerin ülkesinden dönemedi kâşifler Solgun güneşlerin arkasında rengini yitirdi çiçekler Kaybettik inançlarımızı, göğsümüzdeki sızı isyankâr. Selahattin Yetgin |
dokundu burası
kaybettiğimizden mi inaçlarımızı
göğsümüzdeki sızının isyanlar olması.