Gün
Belirsizlik kaplamışken göğü
Gülkuruları serpildi yeryüzüne Beyazla siyah buluştu vaktin birinde Yumuşak ve sıcak ışıklar yansıdı Bir bülbül günaydın dedi Gülücükler kondu çiçeklerin yüzüne. Yeşiller türedi karanlığın içinden Mavi hükümdarlığını ilan etti Pamuklar okşadı tenini yükseklerde Sarı saçlar uzandı sere serpe Uyandı bir gonca Gül oluverdi. Bir adam öksürdü ağzında sigara Ağır aksak yürüdü Kundağındaki çocuk acıktım dedi feryatlarıyla Marşa bastı kadın Asfalttan uzaktı yol Her yanı toz bürüdü. Esengül uzandı yarı açık pencereden Sesi gibi sözleri de yanıktı Ilıktı rüzgâr yerlerde gezindi Başaklar selam verdi yeni güne Baykuşun gözleri kapanıyordu titrek Dayanamadı, bütün gece uyanıktı. Bir korna inledi uzun Trenin tekerlerinden demir sesleri fırladı güne Cankurtaran hastasını götürdü haykırışlar arasında Simitçinin simitlerinden susam kokuları tüttü Koyun saçlarını yaladı kuzusunun. Kaşık döndü çay dolu bardakta Bazı perdeler mutlu dalgalandı Bazılarında hüzün vardı Kabadayı köpek kulaklarını dikti Hırçındı kedi Mırıldandı, köpek havladı Bugünü görenlerin yanında Dün gibi göremeyenler de vardı. |
ssismanlar tarafından 7/16/2009 12:00:35 PM zamanında düzenlenmiştir.