*** TÖRE ***
Açtı gözlerini ayın on dördü gibiydi
Anasının kuzusu kader yoldaşı idi Bilinmezliğe atılırken çığlıkların ilki Yazıldı kaderi doğmadan, kul köle oldu Kınalı ellerinin süsüydü gelincikler Kıskanırdı gülünce gül kokulu çiçekler Gamzelerinde güneş açardı olurdu fer Bir hiç uğruna kopardılar dalını, soldu Örgülü saçlarından kayardı kır kokusu Dağıtırdı rüzgâr dört nala yoktu korkusu Ederdi ciğerler bayram o cennet kokusu Bir hiç uğruna verdiler alaza, kül oldu Eserdi yel çekiştirirdi eteklerini Çapkın bir serinlik sunardı görünmez eli Şalvarsız suçlu ya! utanırdı beyaz teni Bir hiç uğruna boyadılar ak ten al oldu Körpecik dudakları kiraz kiraz açardı Kaçak bakışların namlusundaydı gerdanı Siyahi saçından kayınca pullu yazması Bir hiç uğruna albenisi kurşunu oldu On dördünde başta duvak oldu ele gelin Gözlerinin buğusu oldu feri, en derin Sormadılar hakkı yoktu bu senin kaderin Bir hiç uğruna gömdüler yaşarken ruh oldu Bırakmadılar rahat, ateş saçar gözleri Delip geçti bağrını pis kokulu nefesi “Yapmıştır bir kahpelik.” yalan yanlış söylendi Bir hiç uğruna kadınlığı sebebi oldu Bir haykırsa kusardı kinini dolu dizgin Omuzları çökmüş firar ederdi can, bezgin Artık yoktu neşesi kırda gelinciklerin Toprağında namusu gül saçına tac oldu Yasemin ELMAS 2009 / Temmuz |
"Daha bitmedi mi bu çağdışı hayat kanunlarınız? Daha bitmeyecek mi bu zülümleriniz? Yağlı ilmiklere mecbur saydığınız bu töre cinayetlerini
‘’bu cinayetler hepsi sizin eserinizdir’’
Birde ağlarsınız kendi ellerinizle yok edip öldürdüklerinizin arkasından.
‘’Nede masumca hoş görüşleriniz’’
‘’Nede kahpece vurdum, duymazlığınız’’ Töre adlı yazımdan alıntı yaptım.
Sevgili kardeşimi yürekten kutladım