MEKTUP
Hatırlarmısın dostum,
Yakın zamandı, Daha dün gibi aklımda, “Nasılsın iyimisin, İyi olmanı yüce Allah’tan isterim. Beni sorarsan bende iyim” Diye başlardı, “Kestane kebap acele cevap beklerim” Diye sonlardı. Hani şu elimizin ebadını çizdiğimiz. Hasret, özlem kokan, Bazen acı bazen da sevinç anlatan, Duygularımızın dili, Arzularımızın rehberi, Genç aşıkların teklifi, Yani mektup, Yani sevenlerin sözcüsü, Yani nenemin göz yaşları, Ülkelerin elçisi, askerin şiiri, Yani elitlerin not defteri. Kullanılmaz oldu şimdilerde, Vefasızlığımız yüzünde. Zanımca bin dokuz yüz seksen iki yılıydı, Henüz onikiydi yaşım. Iraktım yardan, Şahdamarımda göz yaşım Ve yaslıydı günüm. Sonbaharın son akşamıydı, Haftanın ilk günü, Kuru ayaz vardı, sokak lambasının altında, Mektup yazıyordum, İliklerim üşüyordu ama, Sevdamın ateşiyle yanıyordum. Papatya, gül ile bezerdim paragraflarımı, Leylak, kardelen bazen de menekşe, Aşkı şavkıyordu mürekkebimden. Umurumda değildi hiçbir şey, Ne gelecek kaygısı nede hayatın sonu, Bir tek onun için atıyordu kalbim, Kıskanıyordum ölümüne, Bir sancı başlardı tenhalarımda, Birde kaybetme korkusu. Bir sevdaydı, bir ömür, Hayatın gerçeğiydi o mektuplar. Kullanılmaz oldu şimdilerde, Pulları ağlıyor mektubun, Vefasızlığımız yüzünde. 05.01.2005 |
gerçekten çok güzel bir şiir olmuş.
kaleminize sağlık...