GÜNEŞİN GÖZYAŞLARI
GÜNEŞİN GÖZYAŞLARI
Güneşin ışığını bilir misin? O kadındır Kadın sevdamız da beyaz bir çiçek gibidir. Mavi bir ışıktır o tez elden Hani el değince bozulan Gölge düşünce küsen Böyle kav ‘lü karar kılınmış ezelden Böyle yazılmış emanet kaderleri Güneşin gözyaşlarını silebilir misin? Bereket fidanları süslü bahçelerde büyür İşte o kadın, evimizin aşıdır Serer ayaklarımıza mutluluğu Kahkahalarında papatyalar açar O evrenin başıdır Hayat yüklüdür Bütün güzelliklerin kafiyesidir o En kara akşamlarda Bahtımıza doğan En parlak yıldızdır Yıldızsız yolunu bulabilir misin? Karları toprak eden Yeşili yaprak eden odur Hanım da, hanımcık da sevgili de Sultanda kadındır Şarkıda, şiirde, hecelerde Düşün, hangi kara Veya hangi kurşuni gecelerde Onu silebilmiştin yüreğinden Hangi çiçekti onu hatırlatan Kalbindeki yücelerde Mehtabın altında Hangi şarkıyı birlikte söylemiştiniz Şimdi o şarkıyı unutabilir misin? Kaç kere evrenin gözünden bile kaçırıp Evim, evindir dedin Peri masalları vaat ettiğini ne çabuk unuttun Hangi tatlı sözlerinle çalıp kimliğini Yeni kimlik vaat ettin Hangi mevsimlerin gözlerinde Bahar gibi doğduğunu söyledin O sözler, o yeminler nede erken unutuldu Ya o hayalleri, rüyaları Yalanların içine katabilir misin? Hecelerin koşuştuğu sayfalarda Kaç hareli ağıtlar yazdığını Kaç tatlı söz buluşturup Gökteki yıldızlardan, bir demet sunduğunu Şimdi ufacık bir özrü sunmazken Deryalarda gezdiğini Ferhat olut dağları deldiğini Mecnun olup çölleri aştığını Yeter ki sen iste güneşi ayağına Mehtabı kollarına vereyim dediğini Ne çabuk, ne çabuk unuttun Şimdi verdiğin sözden sapabilirmisin? Ecel akıncıları gelmeden koş Var git, tut ellerinden Sevdiğini söyle ona Söyle; bin kere, yüz bin kere Dön şöyle gözlerine bir bak Aklını bulandıran zulümleri yıka Yakasına bir beyaz çiçek tak Yaprağı tebessüm Tomurcuğu sevgi olsun Hasretleri topla, vuslatlara kat Öp güneşi yanağından Güneşin gözyaşlarını akıtma Yapabilir misin? Muzaffer TEKBIYIK. |
Güzel bir serbest okudum dostun kaleminden tebrikler şair,,