ŞU KÛ FEM E
ŞU KÛ FEM… SANA ÖDÜL BU ŞİİR
Şukûfem, kurbağa gözlüm ! İnan bana bu gece, güneş yine doğmadı. Kuzeyden esti rüzgâr, yapraklar kıpraşmadı. Hamsi balinam söyle, Hangi gelinden olur; EZO GELİN Çorbası ? Kurtlar vadisinde mi kurulmuştur Dillere destan Halil İbrahim sofrası ? Şukûfem, Garga seslim ! Sen de merak ettin mi ? Yemiş midir Kanunî, Mersin de hiç TANTUNÎ. Nezaketten tahammül acaba neden mamûl ? Çiftleşmiş milletlerden gözlemci istesem mi ? Bak domuzun bile gribi var Bizimse kendimiz dahi olmadı ! Şukûfem, Skoda bacaklım ! Hamsinin kılçığından fosfor bombası yaptım Güneşe kement attım. - Bu hıyar neden hala doğmadı. - Sen düşürdün aklıma, kabuğun karpuzunu Bu şiiri yazmak için yatmadım üç gün boyu. Yalaka sanma beni hep eğildim sana saygıyla Sense kafama vurursun balkondan attığın saksıyla. Şukûfem, 9/8’lik oynağım !.. Bari bu çağırışların bir işe yarasa Her gece çağırırsın oldum ban bir Yarasa. İnsafa gel bir söyle; Aramızda ayrılık, kaç ışık yılı mesafe ? Paralel çizgiler gibi kesişir iki de bir… De ki bana Şukûfem: Tarla mantarım benim ! Bizim senle aşkımız mümkünü yok aşk değil Güneş neden doğmuyor, gece yeni bitmedi Ama bak Şiir bitti Uzadı da gitti tersine, kahretsine… Vesaire vesaire Şimdi sahipsin işte… elinde sana ödül şiire. -İnan bana bu gece güneş yine doğmadı. - (*) İddia ediyorum ve altını çiziyorum. En kötü şiiri tek ben yazarım. Buradan selamlar size ALTINÇİÇEK Hanım… |