1
Yorum
0
Beğeni
4,7
Puan
1678
Okunma
Yolculuklar var düşünce dehlizinde.
Şakaklarımdan dudaklarıma kadar sızlatan,
Bıçak gibi keskin saplantılar.
Sanki rutubetli bir rüzgâr üşüşüyor yatağın başucuna.
Dönüyor dünya dönüyor devran dönüyor her şey.
Ben
Dönmeli miyim odanın sessizliğine?
Köşede sinmiş tütsü tadında karanlık.
Kanepenin koluna sıkıca tutunmuş,
Sırtı dönük,
O üzgün lal kadın…
Tanıdık bir yalnızlık var aramızda
Peki, yüzü neden asık?
Kelepçelenmişiz kanepenin farklı iklimlerine
Serbest kalan ellerimiz birbirimizden habersiz
Loş lambanın altında bekleşiyor
Düşünceler…
Eller…
Zihnimde milyon kilometreler aşıyor da
Dokunamıyorum tenine.
Kavuşamıyoruz
Kutsal geliyor bakışların
Tılsımın toprak kadar sert ateş gibi yakıcı
Bu rüyada değil
Bir tesadüfte dokunmak istiyorum gözyaşlarına
Başka bir dem de tanışmışlığımız vardır elbet
Kavuşmuşluğumuz da
O vakit umutların gün doğumu kadar sıcak
Ve yakındır.
Emre Yılmaz
21/06/2009
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)