GÜLLERİ KISKANDIRIR
GÜLLERİ KISKANDIRIR
Şafağın kızılından, sürmüş yanaklarına, Lâleleri küstürmüş, gülleri kıskandırır. Didelerden akan yaş, sineleri ıslamış, Nisanlarda çağlayan, selleri kıskandırır. Çapa yapmış bostana, avuçları patlamış, Susuz topraklar gibi, dudakları çatlamış, Gün geçtikçe sevdası, üst üstüne katlamış, Yangın yeri yüreği, külleri kıskandırır. Kaş altından süzerken, hicaplara bürünür, Lâle sümbül içinde, gül kokusu sürünür, Yaşmağının altından, zülüfleri görünür, O simsiyah saçları, telleri kıskandırır. Alıçların altında, beklerken aşığını, Güneş bile kıskanır, gözünün ışığını, Pıtraklar sarmalamış, zülfün dolaşığını, Sevgi ile okşayan, elleri kıskandırır. Saçının tellerine, seher yeli vururken, Taç yaptığı çiçekler, insafsızca kururken, Yavru ceylan misali, nazlı nazlı yürürken, Islık çalan nağmeler, yelleri kıskandırır. Yıldızlara eş olmuş, gecenin tüneğinde, Şebnemleri kurutmuş, gamzeli yanağında, Aşiyana sevdalı, güvercin donağında, Allı fistan giyinmiş, tülleri kıskandırır. İhsan ŞOLA-16.06.2009 |