İPE UN SERMEK
İPE UN SERMEK
Bir bardak çay’ına muhtacım dedim, Çay’ım kalmadı da suyum var dedin. Başım ağrır yok mu, ilacım dedim, Dükkânı kapattım biraz zor dedin. İstedim bir avuç hediklik buğday, Dedin, buğday deme gerisi kolay, Vallahi verirdim olsaydı hay hay, Bir bak hele dışarısı kar dedin. Darı dedim, tavukları gösterdin, Elma dedim, kuru yeri gösterdin, Karpuz dedim, erik çiri gösterdin, Üzüm dedim, kabukları kir dedin. Semer dedim, gidip hemen sakladın, Örme dedim, urgan deyip ekledin, Kazan dedim, ahırları yokladın, Göremedim bu gözlerim kör dedin. Süt istedim, sulu ayran getirdin, Minder dedim, üzerine oturdun, Zeytin dedim, kendin yedin bitirdin, Siyah değil, bizdekiler mor dedin. Kömür dedim, yaz gününde yakmışsın, Çiçek dedim, ilkbaharda sökmüşsün, Pekmez dedim, yalancıktan dökmüşsün, Turşu dedim, küpün ağzı sır dedin. Kuru fasulyeyi gömmüşsün yere, Duymazdan gelirsin yeşil bibere, Patlıcan duyurdum şöyle bir ara, Olmadı ki, yaprakları har dedin. Güya kuruyormuş cevizin dalı, Sinekler götürmüş kovandan balı, Ben çarşamba desem, dersin ki Salı, Elbet getiririm bir Pazar dedin. Tezek dedim, dedin; inek etmedi, Kesmik dedim, dedin; bize yetmedi, Yoğurt dedim, dedin; çaldım tutmadı, İnanmazsan gel helkeyi gör dedin. Dedin ki, sirkenin küpü kırıldı, Kazma sapı ortasından yarıldı, Eşek dedim, dedinki; çok yoruldu, Uçtu gitti elimizden pır dedin. İğne dedim, samanlığa fırlattın, Bıçak dedim, taşa vurup körlettin, Tava dedim, kırmak için zorlattın, Çok paslanmış kullanmışlar hor dedin. Yorgan dedim, mitili var yüzü yok, Döşek dedim, astarı var bezi yok, Çorba dedim, yağı ile tuzu yok, Yiyeceksen bu da böyle tür dedin. Helva dedim, nar ekşisi koymuşsun, Bulgur dedim, tane tane saymışsın, Kabak dedim, salatalık oymuşsun, Yazıyorum bunları bir bir dedin. Öküz dedim, düşüvermiş boynuzu, İnek dedim, gösterdin en uyuzu, Koyun dedim, doğurmadı ki kuzu, Eğer sende varsa bana ver dedin. Allı yazma dedim, yok deyip geçtin, Kirpiklerin dedim, ok deyip geçtin, Sabrını istedim, hık deyip geçtin, Git istersen biraz hayal kur dedin. Ben kilim istedim getirdin paspas, Çatal-kaşık dedim, dedin ki hep pas, Dedim ki, nereye gidecek abbas, İstiyorsan cehenneme gir dedin. Gördüm her şeye bir bahanen varmış, Aşkın kor ateşi kalbini sarmış, Yüreğine sevgi sözleri girmiş, Anla artık, başka şeyler sor dedin. Sevda dedim, yere bakıp nazlandın, Bakışların arkasına gizlendin, Gönül verip Ervani’yle sözlendin, Benim ile dem-i devran sür dedin. İhsan ŞOLA(Ervani) |
Ardından salarsın Toros yelini.
Sormadın mı o kız kimin gelini,
Benim ile eylenme de, dur dedin.
Güzel şiirin adeta bir atışmaya dönmüştü sevgili Ervani. .Zevkle okudum ve hemence aklıma geliveren şu dörtlüğü de yazıverdim. Gönlüne, ömrüne sağlıklar diliyor, gözlerinden öpüyorum. (Aksakal)