Ayakta, iştiyakta Dünya Müslümanlığı
Sana niyazda şimdi, dağlar taşlar YARABBİ!

Mukaddes beldelerin mübarek hatırına
Salihler’e eğilsin cahil başlar YARABBİ!

Mahyaların rengiyle renk renk müjdeli şehir
Ehl-i Kur’an Tebâsı ilâhîdar YARABBİ!

Halis kulların sonsuz bir şükür secdesinde
Seni anar YARABBİ! sana yanar YARABBİ!

Ne olur üstümüzden bereketini çekme
Hani, nerede yağmur nerede kar YARABBİ!

Mazlum her yerde mazlum, zalim her yerde zalim
Senin hikmetin malûm.. bilmeyen var YARABBİ!

Asr-ı Saadet geldi, Sahabeler Güzel’di
Milletlere yol oldu, O’ Peygamber YARABBİ!

Bunca zulmün sebebi, İslâmi kimliğim mi?
Haçlılar ırk gözeten bir yol izler YARABBİ!

Ondan her gündüzümde kan ve gözyaşı vardır
Ondan her gecemizde korku gezer YARABBİ!

Bir kasırga yıkarken bir kurşun can yakarken
Açan her kan çiçeği kanlı Pazar YARABBİ!

İslâm’ın feyz mevsimi, Küffar’ın ez mevsimi
Ondan viranda Baykuş şarkı düzer YARABBİ!

Gazze’den sonra Kerkük, Kerkük’ten önce Kabil,
Ümmet’ine bu kadar telef yeter YARABBİ!

Nemrud odun mu yakar, İbrahim yakmaya da
Zalimler bacasında duman tüter YARABBİ!

Ceylân’a pençe vuran vahşi Kaplan’dan vahşi
Onlar ki aç Aslan’dan daha beter YARABBİ!

Zulmet Asrı’nda Çöl’e inen Nur’dan habersiz
Süfyan şakşakçısına hidayet ver YARABBİ!

Aşıkların nurundan, Salihler’in aşkından
Bir aşk ile nursuza hikmet göster YARABBİ!

Ömrüm Mânâ’yla geçti, Makam istemez; gönlüm
Nebiler Nebisi’ni görmek ister YARABBİ!

Huzura vardığımda şikâyetim odur ki;
"Âlim olan softalar, ekran süsler YARABBİ!"

Müslüman’ı horlayan ve hırlayan bu devran
Böyle gitmez, döner sap, döner Keser YARABBİ!

Mazlumu yerden yere savuran rüzgâr bir gün
Savrulur, mazlumlardan yana eser YARABBİ!

Bir azab gönderdin mi azabkâr toplumlara
Çatlar bu Gök YARABBİ! Yarılır yer YARABBİ!

Katre katre katından güzellikler yağdır da
Gül mevsiminde gülsün, gülmeyenler YARABBİ!

En mükemmel dininle, şefaatçi Nebi’nle
Senin kadrini bilsin bilmeyenler YARABBİ!