1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1496
Okunma
Manolyam diyesim geldi, içinde sen olan madalyayı tükrükleyip parlatırken...
Cesaret, korkunun çift yumurta ikizi mi?
Ödü bokuna karışır sen bir şey yapmaya kalksan;
o yapmadığın anlarda ödünü bokuna karıştırmaya çalışan...
Sen severken senden giden,
geldiğinde sana yeniden, beklediği ilgi neden?
Onu istemekten bîtap haldesindir,
beklentin seni dumura uğratmış
ve gücün de tükenmiştir üstelik;
tam o anda bir enerjiyle yanaşıverir:
Gel!
Bak işte ben!
Boyutlar tutmadığında,
boyut atlamasının şokunu kaldıramayacak olana,
boyutun boynunu vurması
ve çuvalına doldurduğu geçmiş zamanı
fırına atması, yakması,
kül etmesi
ve küllerini doğduğu doğmamış rahme savurması mı?
Yoksa özü yakan;
ama fark ettirilmeyen kıytırık bir tebessümle:
’Gel canım!
Nerelerdeydin,
çok özledim’ mi demesi
en isabetli olan?
İkisini de yapabiliriz
aynı anda gerçi...
Birbirine karıştırmadan.
O da bilir bunu tabi.
Zaman ah zaman
Tabibsin sîne-i yâreye...
Cesaret, korkunun adranalin salgısı...
Sevgide cesur olanın kaybetme korkusu olmaz.
Sadece sevmeye devam et yeter...
5.0
100% (1)