Âşıklar KervanıVakit tamam oldu, bir sabah erken, Gördüğüm rüyada, camda kırıldım! Çeşm-i siyahıma, vuslât dilerken; Yolların üstünde, derde verildim. Dağların üstüne, çulu serdiler, İçime tarifsiz, sızı verdiler, Mor menekşe, sümbül, sırra erdiler; Ok oldum yay içre, aşka gerildim! Bir asa, bir çarık, çöllere düştüm, Mecnun’u görünce, hâline şaştım, Dedi; “Leyla diye yandım da piştim Sanki kabahatmiş gibi yerildim!" Hâlleştik, söyleştik, ayrıldım ordan, Dadaloğlu çıktı, karşıma birden, Dedi; “aşk yolunda, geçmişim serden; Bu yüzden dağlardan dağa sürüldüm!” Karacaoğlan’ı, gördüm uzakta, Yaklaştım yanına, gözleri akta, Dedi; “gardaş yolun hayrı şafakta; Elif dedim diye, deli görüldüm!” Sazında, Elifi söyletti, durdu, O ara Pir Sultan, bizleri gördü, Varıp yanımıza, selamı verdi; Dedi; “bu dağlarda aşka vuruldum!” İndim ağır ağır, yolun düzüne, Tahir yatıyordu, Zühre dizine, Zühre dedi; “Ozan dokun sazına Selam vermedin ya, sana darıldım!” Bir pınar başında, uzandım bir an, Dedim sonra yola, olurum revân, Heybemi çıkarttım, yaklaştı çoban; Dedi; “yârim yaram” yere serildim! Baktım ki karşıdan, geliyor Kamber, Söylenip duruyor; “yâr misk-ü amber, Gurbanım gördüysen, hele haber ver!” Dedim aynı dertle, bende örüldüm! Kara dağ üstünde, gördüm Ferhat’ı, O ki azmi ile almış berat’ı, Elinde kazması, terli suratı; Dedi; "Şirin için, buna sarıldım!” Az ötede soğuk göze akıyor, Sümmani gülerek, bize bakıyor, O ki yüreğinde, derdi yakıyor; Dedi;”bu sevdadan sanma yoruldum!” Yolun sağ yanında, çeşme başında, Gördüm Emrah inler, kan var yaşında, Selvi’ye hasretmiş, gece düşünde; Derdin dinleyince, beşe yarıldım! Tepeyi aşınca, vardım düzüne, Reyhanî’nin derdi, düşmüş dizine, “Yerim, yurdum” derde, vurur sazına; “coşkun ırmak idim, burda duruldum!” Çobanoğlu gelmiş, hasta görmeye, Kadim yoldaşına, selam vermeye, Der ki;”seni süren, sefâ sürmeye!” Onların derdiyle, derde bürüldüm! Çevirdim yolumu, Bayburt’a doğru, Baktım Ağlar baba, inliyor bağrı, İrşadi yastaydı, Zihni’de sayrı; Hicrani babaya, özüm soruldum! En son yine baktım, kendi içime, Makberî’yi ortak ettim suçuma! Yâr gelmezse dedim, eğer göçüme; Bir haber gönderin, gayrı darıldım! Makberî - Ahmet Akkoyun………..25/11/2008…………….23:05………..İst |
Gördüğüm rüyada, camda kırıldım!
Çeşm-i siyahıma, vuslât dilerken;
Yolların üstünde, derde verildim.
tebrikler bırakıyorum sayfanıza