YILLAR GEÇSE DE … ( 1 )Şiirin hikayesini görmek için tıklayın BİR ANNEYLE MASUM BİR ÇOCUĞUN HAYAT HİKAYESİ ...
Yıllar geçse de ,
Dün gibiydi ; Sen de doğmuştun , Haziran sıcağıydı . Annen öğretmen , Baban askerdi . Kucağımda sen , Gurbetti … Bekleyişti özlem , Ayrılık ise bitmişti . Başlamıştı yeni bir hayat Getirmişti hüzün ve kasvet . Evde niza – kıyamet , Sopası da cabasıydı . Yoktu parası , almaya ekmeği , Hani , yüksek mimar mühendisiydi . Sanırdı kendini haşa Peygamber , Bana da derdi , şehir evliyası . Hayatı ise derbeder , Vardı oysa işkencenin alâsı … Yıllar geçse de , Dün gibiydi ; Günler bir su misali , Akıp giderken … Dökülen sonbahar yapraklarından , Payını alırken , Büyüyordun habersizce … Öyle babaydı ki ; Yediğin mamayı kıskanırdı , Beslerdi , senin yerine kara kediyi Sense alırdın , işkenceden nasibini . Küçücükken , bebekken , Tekme tokadı yerken , Seni kucağımda sımsıkı tutarken , Dönmüştük , baba evine senle - ben . Yıllar geçse de Dün gibiydi ; Yelken açmıştık huzura , Bilmezdik ki , daha ne ola … Feleğin çemberi , savururken Sağa , sola … Rüzgar , fırtına dönüverdi Birdenbire lodosa , Engin denizlerde battı yelkenlerimiz , Ufka açılan okyanuslarda . Yaş dokuz büyüdün . Hem de kocaman yürekle . Güneşin kavuran sıcaklarında , Karanlık gecelerin yıldız arayışında , Gömmüştün maziye , babanı da . Tadını bilmediğin hasrette , Mutsuzlukların verdiği nefrette , Sevgi – barış oldun her harekette . Yıllar geçse de , Dün gibiydi ; Kapı aralığından gördün Uzunca boyluyu , Sarıldın boynuna babam dedin . Artık babam diyordun ona , Hiç tanımadığın elin oğluna . Gözlerindeki mutluluk , Yüreğindeki coşku , Birbirimize bağladı bizi , Mutluluğa açılan , En önemli adımla . Yuva kurduk mutlulukla Zeytin – ekmek yedik tatlılıkla . İşçiydi kendisi lakin Adam gibi adamdı , Yüreği ise kırk okka . Göğüs gerdik beraberce , Her türlü zorluğa , Lodoslu günler dönüverdi Fecr-i sabaha … -------------------- DeVaMı YaRıN |