28
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2425
Okunma
Yıllar geçse de ,
Dün gibiydi ;
Sen de doğmuştun ,
Haziran sıcağıydı .
Annen öğretmen ,
Baban askerdi .
Kucağımda sen ,
Gurbetti …
Bekleyişti özlem ,
Ayrılık ise bitmişti .
Başlamıştı yeni bir hayat
Getirmişti hüzün ve kasvet .
Evde niza – kıyamet ,
Sopası da cabasıydı .
Yoktu parası , almaya ekmeği ,
Hani , yüksek mimar mühendisiydi .
Sanırdı kendini haşa Peygamber ,
Bana da derdi , şehir evliyası .
Hayatı ise derbeder ,
Vardı oysa işkencenin alâsı …
Yıllar geçse de ,
Dün gibiydi ;
Günler bir su misali ,
Akıp giderken …
Dökülen sonbahar yapraklarından ,
Payını alırken ,
Büyüyordun habersizce …
Öyle babaydı ki ;
Yediğin mamayı kıskanırdı ,
Beslerdi , senin yerine kara kediyi
Sense alırdın , işkenceden nasibini .
Küçücükken , bebekken ,
Tekme tokadı yerken ,
Seni kucağımda sımsıkı tutarken ,
Dönmüştük , baba evine senle - ben .
Yıllar geçse de
Dün gibiydi ;
Yelken açmıştık huzura ,
Bilmezdik ki , daha ne ola …
Feleğin çemberi , savururken
Sağa , sola …
Rüzgar , fırtına dönüverdi
Birdenbire lodosa ,
Engin denizlerde battı yelkenlerimiz ,
Ufka açılan okyanuslarda .
Yaş dokuz büyüdün .
Hem de kocaman yürekle .
Güneşin kavuran sıcaklarında ,
Karanlık gecelerin yıldız arayışında ,
Gömmüştün maziye , babanı da .
Tadını bilmediğin hasrette ,
Mutsuzlukların verdiği nefrette ,
Sevgi – barış oldun her harekette .
Yıllar geçse de ,
Dün gibiydi ;
Kapı aralığından gördün
Uzunca boyluyu ,
Sarıldın boynuna babam dedin .
Artık babam diyordun ona ,
Hiç tanımadığın elin oğluna .
Gözlerindeki mutluluk ,
Yüreğindeki coşku ,
Birbirimize bağladı bizi ,
Mutluluğa açılan ,
En önemli adımla .
Yuva kurduk mutlulukla
Zeytin – ekmek yedik tatlılıkla .
İşçiydi kendisi lakin
Adam gibi adamdı ,
Yüreği ise kırk okka .
Göğüs gerdik beraberce ,
Her türlü zorluğa ,
Lodoslu günler dönüverdi
Fecr-i sabaha …
-------------------- DeVaMı YaRıN
5.0
100% (11)