Şimdi muhtacım!Ne olur acımasız olma Sabahlara denk kalbimi hüzünle soldurma Ruhumdan sadır olacak acıları hicrana muhtaç bırakma Gözlerim nehir olsa Gönlüm acılar içinde kavrularak yansa Kalbimin sahibi yalnızlığımda mütemadiyen anı soracaksa Ne vakit ayılacağım Ruhumun ikmalinden neleri bulacağım Kalbimin perdelerinden sıyrılıp aşka mı bağlı kalacağım Nedir sürükleyen umutlar Baharın bereketinden sadır olan salkımlar Hazanı anlatan bahtı karalar anlaşılmak için ağlayanlar Sımsıcak nağmeler karşımda Gönül seviyorsa neyleyim sever her yaşta Tambura vurduran aşkta ve güfteyi yaptıran o cenahta Gel ne olur yargısız gel Tarumar olan saçlarının hicranıyla okşuyor yel Gönül yelpazende bitsin artık kalbini solduran her keder Benim gibi özlesen bilirdin Hasretin dirliğinden sökün eden hüznü çekerdin Kuruyan yüreğime bir damla süruru çok görmez gelirdin Bilirim an ve zaman çağırır Davetin bağrından hicrani şarkılarla eleme erişir Kim idrake gebedir ve anlamak için çileleri güfteleştirir Ne kadar mısralar yazsam da Şiir yanıklığında buğulanıp akan yaşlara bulansam da Sen olmayacaksın karşımda ve kalbimi titreten hıçkırıkla Dinleme olsun boş ver Birliğin nağmelerinde sen mütemadiyen bir dost ol Kalbi serencamımdaki serzenişlerime artık durma yol ver Mustafa CİLASUN |
"Sana doğrultuyorum yönümü, yüreğimi… Saçlarımı okşayan rüzgarlara, dipteki acılara, çığ düşmüş yollara… Sensiz kalmayı kaldırmıyor yüreğim kar yüreklim, ölümüne özlüyorum seni. Hasretin yaktığı günlerle geçip gidiyor ömrüm.
Ateşi sönmüş bir küldeyim, her yer karanlık; yalnız bırakılmış çöllere dönüyorum… Dön artık gittiğin diyarlardan ey sevgili… Yağmura hasret topraklar gibi çatlak çatlak dudaklarım. Çatlayan dudağım, susayan kalbim, gül kokan nefesine hasret…
Her gece gözyaşımın şiirini yazıyorum, içimin acıdığını, içimin kanadığını çiziyorum, seni ölesiye sevdiğimi, özlediğimi söylemek bir anlam taşır mı? Özlemin rengi var mı? sarı mı, yeşil mi, mavi mi, kırmızı mı özlemin rengi?
Her akşam bir şiirde kanarsa insanın kalbi, bin acı gelip saplanırsa yüreğine, çığ gibi büyürse yalnızlığı, artık ne teselli edebilir ki… "
bu kadar mektup bu kadar şiir böylesi içten haykırış ve davet....özlememişsin sen özleseydin susmazdın ve özleseydin gelirdin mutlaka....