YAĞAN YAĞMUR DEĞİL
Bir gün aldanırsan dünyanın sahte cazibesine
Bir yıldız yahut bir göktaşı gibisinden Kapılırsan çekimine yerin Vazgeçersen yani Yıldızlardan galaksilerden ... Bastığında ayaklarını dünyaya Ayaklarının altındaki cismi Tanımak için eğdiğinde kafanı Meşe yaprağını keşfe çıkmış bir karınca göreceksin orada Sular çekti seni Pınarla dereler nehirler Denizler Gökyüzünün gölgesine benzettiğin okyanuslar Daldın uçsuz bucaksız derinliklerine Sonu gelmez bu mavilik ürküttü seni Çırpındın Bir parça kuru toprak Pir parça kuru taş için paraladın kendini Bayıldın Uyandığında bir adada buldun kendini Keşfe çıkayım dedin Her taşı kaldırdığında ben çıkıyorum altından Her çiçek benim kokumu taşıyor Sıkılıyorsun sonra bu dünya denen sulu toprak parçasında Yer çekimine inat ayın hemen altındaki yerine gidiyorsun Venüsün yanına Gözlerin beni arıyor Kapılmadan önce cazibesine Dünya denen kahpenin Binlerce ışık yılı dünyayı birlikte izlediğimiz yerde ben yokum Vaz geçtim gökyüzün den dünyayı seyirden Dünyadan seni seyre mahkum ettim kendimi. Yalnızlık üzüyor seni Ağlıyorsun ıslanıyor Dünya ,Başkaldırıyor başaklar Yağmur diyor insanoğlu Sen ağlıyorsun Sonra sana dünyadan haykırışlarımı yolluyorum Bir albatrosun üstünde görüyorsun beni Gülüyorsun Güne bakanlar sana dönüyor insan oğlu güneş diyor oysa sen gülüyorsun |
(: güzel şiir.
robinson'u hatırlattı bana