Şivekâr
Gamzen nakış nakış bakışın fettan.
Yaşadıkça içimde nefes olan can. Sevda bahçesinde gönlüme ihsan. Vuslat deminde çağı geçmeyen hıraman. Seni nasıl anlatsam: Sen , Her mevsimin güzelisin yâr. İz bırakmasın gözlerinde ağyar. Benim gönül yaram baharda azar. Ya al götür yüreğimi söküp göğsümden, Ya dört mevsim benim yüreğimde kal. Nâçar bırakıp gitme böyle yerli yersiz. Olur mu mevtayı bırakmak kefensiz. Harabe bıraktı yokluğun, Gözlerim fersiz. Şivekâr, Onmuyor açtığın yaralar. Hüzün açıyor erguvanlar her bahar. Bir ışıltı olsa yeter gözlerinden. Aydınlanır ruhumdaki karanlıklar. Ah şivekâr, Bilsen sana dair kaç kez tövbekâr olduğumu. Sonra her defasında tövbemi bozduğumu. Her akşam erguvan bakışlarında kaybolduğumu. Gel, Paylaş benimle soluğumu. Bulutlardan bakma öyle. Susma konuş benimle. Vuslata dair bir şeyler söyle. Perçinle mutluluğumu. Yıldızlar şahit olsun ünsiyetimize. Ziyanı yok kaybolayım erguvan bakışlı gözlerinde. Hilaf varsa vuslata dair yüreğimde şivekâr, Gelme. Alışamasam da yokluğunun hicran dolu günlerine. Ben yine hüznümü katlarım içime. Sen kimseye bir şey söyleme. Yine içimde büyü sümbüllerle, lâlelerle. Yine gönlümde zar içimde nar olarak kal. İşvenle içimde dağ dağ, Yansın tutuşsun çerağ. Alıp başımı gidiyorum şivekâr, Sağlıcakla kal. Ankara,09.06.2009 İ.K |
Çok güzeldi
Tebrikler
Saygılar