4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1309
Okunma
siz miydiniz sahi bir zamanlar o pencereden seslenen
bir seher vakti bütün kahırlarınızı silkeleyip
tahir’ in ünlemesinde eriyip, kaçmaya heveslenen
tahir’ in tebessümünden kan sızdığını görmez misiniz
kör topal ayaklarıma dolaşan yıllarımı siz eskittiniz
gözlerimin güz kurusu halleriyle helalleşmediniz henüz
soruyorum şimdi bu hangi yüz
bilmez miydiniz ki biz Tanrı’ dan sözlüyüz
söyleyiniz beneklerinden kurşun yediğim ey
siz ki bir ömrü gözlerinizle yıl yıl tükettiniz
neyin ıstırabına dayanamayıp viraneyi terk ettiniz
değil miydi ki aşkın har yakışı dahi nimet
acıları rahmet, hüzünleri ganimet
beneklerine her konuşlandığımda gülümsediğim ey
kurşunundan bile haz alarak kanadığım
et, tırnağı kaderine terk etmiş ne gam
siz, şimdi gölgesine dahi uzanamadığım
düşlerimde dahi saklayamadığım
küllerinizsiniz avuçlarımda bir tutam
tahir!.. yani ben!.. yani adam gibi bir adam
yanaklarımdan kan sızdığını görmez misiniz...
25.09.2006 / Güdül / Ankara