4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1319
Okunma
oy oy oy!..
çirkef çöplüğünden mi çıktın?..
doruğundaydın belli ki doyumsuzluğun
belli ki çok acıktın.
doldur işkembeni, koyabildiğince koy...
(koymasan vallahi eksik kalacaktın!..)
vay vay vay!..
yetmedi mi kendi çöplüğün sahi?..
kır kapılarını efendilerinin
ısır ısırabildiğince ve dahi
hikâyeden alacaklarına say...
(kıpraşma!.. komikleşiyorsun!.. ilahi!..)
ay ay ay!..
ben de mi sıradaydım ki ısırdın?..
kırdın kalemimin kurşununu bak!
bir lokma ekmeğimi/emeğimi aşırdın
şahittir yıldızlar, şahittir dolunay...
(bardağı şimdi taşırdın!..)
behey garibe-i hilkat! ..
saksağan dam üstünde, kadehte karaböcü
ervahına dualar(!) gönderilir güllük’ ten...
at kişnedikçe, aşka gelir de arabacı
her kırbaç arasında gider gelir hakikat
küçülür her dokunuşta yedikçe kırbacı...
pis kokular geliyor! ..
misk-i amber kokuşlu Isparta gül döşeli
İstanbul başka alem; çöplüklerde sinekler...
bir zavallı burjuva: oldukça endîşeli
düşüyor, sürünüyor, kalkıyor, sendeliyor...
çanağındaki kusmukla sanki yunmuş eli...
...........
................
..........................
............
..........
behey ahmak!.. behey cahil!..
bilmez misin câmi duvarını?..
bilmez misin kendi pisliğinde boğulmak nedir
dağıtmak için efkârını
seçtiğin yol yol değil!..
(duy şimdi kendi gölgenin ahüzarını
kaybolmak, senin için yegâne karinedir!..)
31.08.2008 / Güdül / Ankara
Ahmet Turan Altunsu