Güneş Bile Bana Küstü Ana
ince,çok ince
çizgilerden atladım. var ile yok ölüm ile kalım arasında gittim geldim. herşey bana herkes bana, küstü ana. şarkılar yalan şiirler yalan oldu. dün yalan. hayat, eski,siyah beyaz bir fotoğraf oldu. yarın olmayabilir o da yalan. tek gerçek sen varken, ölümü seçmedim seçemedim. bir de, hayallerime küsmedim küsemedim. kıldan ince kılıçtan keskin köprü üstündeyim ana. yıldızların bana armağanı olan hayat, bana küstü. ırmak boylarında iğdeler karaağaçlar, salkım söğütler, üstünde, kuşlar gibi yürüdüğüm sarmaşık böğürtlenler bana küstü. ırmağın dibinde kaynayan buzdan soğuk, yıldızlardan duru çaykaralar bulandı içemez oldum. bu kadar aşklar yaşadım. dağları, ırmakları kucakladım. aşkı, gözlerinde yaşadığım kutsalm yaptığım taptığım, ak göğsün üstüne kafamı yaslayıp, gözyaşlarını öptüğüm aşk bile, bana küstü ana. damarlarımda dolaşan deli kan, kafdağının ardında ki anka kuşu karagözlü ceylan o bile bana küstü ana. geçti geçecek deyilim, düştü düşeceğim. hayat dediğim, avuçlarımda bir kızıl kor oldu ana. tut tutabilirsen geç geçebilirsen. ayın altında yürümek, geceyi gündüz uzağı yakın etmek, hani, benim işimdi ya, ay bana küstü ana. geçti geçecek deyilim düştü düşeceğim. hayat bana küstü. umutlarım hayallerim, GÜNEŞ bile bana küstü ana. |