Sevmek
sevmek,
öylesine sevmek değildir sevmek. sevmek, suyun çeliğe verdiği vahşi ve dayanılmaz işkenceyi bağrına basmasını bilmektir sevmek. sevmek, kötü bir vijdanın kemirici azabından kurtulmayı sevmek değildir sevmek. sevmek, fırtınalar içinde kasırgalar ortasında sevdiğine omuz vermektir sevmek. sevmek, en büyük ahlaksızlıkları seyretme ve de bunlara hayran olma çılgınlığını sevmek değildir sevmek. sevmek, en büyük ahlaksızlıklara boyun eğdirme ve de, dize getirme deliliğini yapmayı sevmektir sevmek. sevmek, bin çiçekten bin zerre alıp peteğe bal döken arının balını sevmek değildir sevmek. sevmek, aynı arının aptalca bir savunma karşısında gözünü kırpmadan canını vermesini sevmektir sevmek. sevmek, köle olma görevini üstlendikleri için atları sevmek değildir sevmek. sevmek, şahin bakışlarda köleliğe meydan okunduğu için ateş yalımında bakan gözleri sevmektir sevmek. sevmek, en ünlü ressamın en mükemmel tablosunu sevmek değildir sevmek. sevmek, bozulmamış doğada yağmur sonrası yeşillik ormanında aşkının lezzetini sesiyle sunan bülbülün sesini coşkuyla dinlemeyi bilmektir sevmek. sevmek, ateş yalımında bakan gözlerin vefasız ve de sadakatsız gözyaşlarını öperek kurutmayı bilmektir ve de yaşamaktır sevmek. |
SAYGILARIMLA