Alışamadım Be Ana
bir buluttan bir buluta
yasladım başımı. durgun suların dibi derindir demedim daldım. dertlere ortak oldum paylaşmayı bildim. yangın yerinde uyumalara alıştım da, dert ekip biçmelere alışamadım be ana. hiç bişeyden korkmadım sevdiklerimden korktuğum kadar. şimşekler çakmadan gök gürlemez. kaş yapayım derken göz çıkardım. çoktan bırakıp gidecem sevdiğim hayatı fakat, verdiğim sözlere,sevdiğim yüzlere arkamı dönüp kaçmaya, alışamadım be ana. geceleri ayışığında tütün tarlasında tütün kırarken, ateş böceklerini tuttuğum gibi, gökteki yıldızları da tutacakmışım sanırdım. kızılırmağın kızıl kıvrımlarında ırmak kadar özgür yüzerdim. koskoca kızılırmağın yok olup gitmesine alıştımda, işlerimin böyle duman olmasına alışamadım be ana. insanın adaleti yok doğanın var,ona inandım. avcının arkasındaki köpeğe benzer kul, köle ruhlu olanlar demiş pir sultan. insan olalım, kul köle olmayalım diyerek, doğanın adaletine sığınalım dedim de başka bişey demedim. doğanın adaletine de alışamadım be ana. yağan yağmurlarda çakan şimşeklerde kaçak bakıştım. hep ak la karayı seçtim. bir çift kaçak bakışa yüreğimi akıttım varlığımı ortaya attım. bıçak yarasına da dil yarasına da alıştım. borçlu yaşamaya alışamadım be ana. allah,dağına göre duman verir derdine de derman diyordun hep sen. gündüzler geçmiyor akşamlar olmuyor geceler bitmiyor. ruhumda ki depremlere yüreğimde ki yangınlara alıştım da, geride sizleri gözüyaşlı bırakıp, ölüp gitme düşüncesine alışamadım be ANA. Erol Semiz |
yüregine kalemine saglık.
saygı ve sevgilerimle...